fakirlerde görülen çocuk yapma sevdası

  • şahsımca yanlış bulsam da; sebepleri göz önüne alındığında bir şey diyemeyeceğim, diyemeyeceğimiz durumdur.

    ilk sebep olarak; ekonomik yönden zayıf olan insanlar doğum kontrol yöntemlerinden pek haberdar değiller. ülkemizde yeni yeni bu konuya değinilmeye başlandığı için insanlar, özellikle küçük şehirlerde yaşayan insanlar, hala bir şey bilmiyor. bilenlerin de sayısı az. ülkemizde cinsellik, doğum, korunma gibi konular hala tabu olduğundan devlet gerekli eğitimi vermiyor bu konuda halka.

    ikinci sebep olarak; insanlığın varoluş amacı üremek, gen bırakmak üzerine kuruludur. şurada da belirttiğim gibi sıkıntılı dönemlerde insanlarda bulunan gen bırakma arzusu maximum seviyeye çıkar. çünkü soyunu devam ettirmek ister. ekonomik yönden zor durumda olmak da (ekonomik kriz) hastalık vs gibi sıkıntılı bir dönem olarak görüldüğünden kişide üreme arzusu artar. bu yüzden zenginlerin 2 en fazla 3 çocuğu varken fakir kesimde bu sayı 5'e hatta fazlasına çıkabilir.

    yani olay biyolojiktir. kimseyi bu konuda suçlayamayız, çünkü hepimiz aynıyız. zaten insanoğlunun bööyle bir içgüdüsü olmasaydı şu an biz olmazdık. ilk insanlarla beraber insanlığın soyu yok olup giderdi.

    (bkz: malzeme başlığı)
  • tarihsel bir sürecin sonucudur. tarım ve yerleşik hayata geçildiğinden itibaren; çeşitli coğrafyalarda çeşitli ürünler için gereken iş gücünün karşılanması için çok fazla çocuk gerekli hale gelmiştir.

    hindistan ve çin tarihin her döneminde halkın bu kadar çoğunluğu fakirlik içindeyken neden hep bu kadar kalabalıktı sizce? bol su, bol yağış ve bunun getirdiği pirinç, baharat, çay tarımı burada çalışması gereken çok sayıda insana ihtiyaç duyulmasını beraberinde getirmiştir.

    ayrıca; pirinçte bulunan kalori miktarı tahıllara oranla daha yüksek olduğu için bu bölgedeki insanlar daha az hasat ile daha fazla insanı doyurabilmiş, bu doyurduğu insanlardan hem iş gücü hem de asker olarak faydalanabilmiştir.

    milattan önce bilmem kaç bin yıl öncesinde başlayan bu alışkanlık insanların genetik kodlarına bir şekilde girmiş, bir süre sonra da iş gücü ve silahlı güce ihtiyacı olan devlet ve toplumlar tarafından dayatılarak devam ettirilmiştir.

    ayrıca tarihin her döneminde; verimli topraklar, su ve yerleşik hayat özellikle fakir, alt sınıf kesimin nüfusunun artmasında etkili olmuştur. sümer, çin, mısır ve hindistan bunun en güzel örneklerinden biridir.

    makinelerin gelişmesiyle iş gücüne duyulan ihtiyacın azalması; çocuk yapma ihtiyacını neden azaltmadı diye soranlar olabilir. ilki az önce de dediğim gibi; binlerce yıl süren bu alışkanlık toplumsal bir gelenek haline gelmiştir. ayrıca devletlerin asker ihtiyacı her dönem vardır, var olacaktır. bütün bu tarihsel gelenek, alışkanlık ve maddi kaygıların dışında; sanayi devriminin artması ile birlikte iyice azalan çocuk ve anne ölüm oranları, başlığı açan yazarın değindiği noktaların da katkısıyla bu durumun terk edilmesinin önüne geçmiştir.

    dinlerin de bu konuda katkısın

    konuyla ilgili kaynaklar;
    kaynak1
    kaynak2
    kaynak3
    kaynak4
  • Özetle (bkz: Zenginin malı, fakirin dölü kıymetli olur.)
  • Özellikle eskiler için çok çocuk demek tarlalarında çalışacak daha çok bedava işçi demek. (Gerçi bunlar fakir sayılmıyor bence toprak mal mülk çok.)

    İşin dini boyutu da var. Evlenmeniz, çocuk yapıp aile kurmanız gerekli. Ha bir de çocuk rızkıyla doğar anlayışı var. Paran yetmeyecek mi, ayı zor mu getiriyorsun bir şey olmaz allah çocuğu olana yardım eder. Sanki allah gökten para yağdıracak...

    Bir de bu insanlar çocuklarına daha iyi şartlar sunmak istemiyorlar öyle bir amaçları yok yani. Çocuğun karnı doyabiliyorsa iyi kötü çıplak da kalmıyorsa tamam işte daha fazlasına gerek yok. Daha iyi okullarda okutmak, daha iyi çevrede büyütmek, çocuğun hobileri ve sosyal aktiviteleri olsun, daha çok kitabı oyuncağı olsun gibi amaçlar yok. Çünkü böyle bir hayat bilmiyorlar. Çocuk işte öyle ya da böyle büyür gider ne gerek var?..
  • Uğraş alanı yoktur, sosyal etkinliklerle fazla haşır neşir olamıyordur vaktini değerlendirecek bir şeylerle iştigal olması gerekiyor, bu da çocuk oluyor zaten bakınız çocuğu olmayan da boş vaktini yine çocuk yapmakla ilgili faaliyetlerle geçiriyor sonuç olarak çok çocuk kaçınılmaz oluyor.

    “Zengin parasıyla, fakir karısıyla oynar” sözü de muhtemeldir ki durumu anlatmak için en güçlü söz öbeğidir.