esrar

kötü bir günümdü. arkadaşımı aradım ve bana bir şeyler ayarlayabilir mi diye sordum. tamam dedi. oturduğum evden çıktım ve yavaş yavaş arkadaşımın evine gittim. hoş geldin beş gittin derken esrar sarılmaya başladı. sardılar ve bitti. kötü bir günümdü demiştim ya ruhsal bir sıkıntı içerisindeydim uzun zamandan beri kırılmalarım ve kırgınlıklarım var idi...
güvensiz bir ortamdı. üniversitede tanışılmış ve daha sonraları sadece çıkar ilişkileri ile perçinleşmiş olan arkadaşlığı bir dostluk sanmıştım. bir-iki duman alma durumuna geçtim. aldığım her dumanda ruhuma ferahlık sanrısı ile karşılaştım, hoştu. ara verildi, müzik dinlendi ve ciddi konulara geçildi. tekrar arkadaşlar ile sigarayı dönmeye ve duman almaya başladım. kendimi susturmaktan çok uzak ve nirvana dedikleri yere ulaşmıştım sanki, usumda beni hapseden şeyler yoktu, sadece 'o' vardı.
arkadaşlarım benim bu işlerde pasif olduğumu bilip konuşmama ve hareketlerime gülmeye başladılar. ben de onlara gülüyordum o an için her şey bir keyif içerisinde geçiyordu. içtiğimiz iki sigarayı üç kişi bitirdik.
o zaman internette şampiyonlar ligi maçı var idi. hepimiz yan yana oturduk ve izlemeye başladık lakin ben sürekli bir yerlere dalıp gidiyorum sanki bedenim kalp atışları ile dolmuştu ve onları benim istemim olmadan atıyordu, titreme başlad lakin arkadaşlarıma bunu belli etmemeye ve dalga konusu olmamam için bedenimi kontrol altına almaya ve sabitlemeye çalışıyordum -mıh gibi durmak.
bir an oldu sadece bir an... arkadaşlarımın benim ile dalga geçiyor sanrısına kapıldım. o an içerisinde her şey bana bir oyun gibi gelmeye başladı yaptıkları her şey benim düşkün bir insan olduğumu hissetmem için yapılıyor gibi hissediyordum. ellerindeki telefon ile beni kameraya alıyorlar gibi hissediyordum. tamamı ile bir dalga ve maytap geçmek içerisinde beni orada tuttuklarını düşünüyordum. "bana neden bunu yaptınız/ yapıyorsunuz" diyordum. çıldırmış gibiydim...
gitmem gerektiğini belirttim ve beni o halde görüp de tamam dediler (öö sön dö ö hölö gölmösöydön) dışarı çıktım sanki bir kutu içerisinde yürüyordum, kelimelere dökmek pek zor. yolda bir adam gördüm ve ona "bu dünya gerçek mi?" diye sordum. anlamadım dedi, anlamamıştı. yürüdüm. bir kadın gördüm ve o kadına açılma isteği duydum lakin gecenin bir vakti ahlaksızlık olacağını düşündüm ve rahatsız edeceğimi. yürümeye devam ettim. çıldırmış gibi hissediyordum ve aklımdan tek geçen şey kendimi öldürmekti ama aklımın da bir yanı buna engel oluyordu. geçeceğini söylüyordu, biteceğini.
ev arkadaşımı aradım bana yardım etmesini diledim. geldi, omzuma girdi ve bana gökyüzüne bakmamı söyledi, rahat olmamı telkin etti lakin mevzu o değildi gökyüzü şiirlerde kalmalıydı ben bu durumun bitmesini istiyorum, bitirmenin tek bir yolu var diye düşünüyordum kendini öldürmek.
eve gittim sabaha kadar korku içerisinde kaldım. delirdiğimi düşünerek sabaha kadar tavana baktım. kendimin yatakta olmasının daha iyi olacağını düşünürek ve yataktan ayrılmama isteği ile -bir yandan da ayrılma isteği- sıkıca yorganı tuttum, korkuyordum. zaman geçmek bilmiyordu. saate bakıyordum ve saatler geçtiğini hissedip birkaç dakikanın geçtiğini görüyordum, gerçeklik algım kaybolmuştu. -gerçeklik algısının kaybolması durumu zor anlatılacak bir durumdur araştırılması tavsiye edilir.- sabahı getirdim ve hiçbir şey yiyemedim. ertesi gün oldu hiçbir şey yiyemedim ve iki gün geçti çok az şey yemiştim. korktum ve çok korktum.
yaşadığım durum (bkz: bad trip) idi. türkçe karlığı ise kötü yolculuktur. çok kötü bir yolculuk. içilmemesini tavsiye ederim hele ki ruhani durumunuz tabii olarak sorunlu ise. uğramayın, içinin yanında bulunmayın ve oradan kaçın.
bilinçaltının beyne hakim olması ve her şeyin açığa çıkması: badtrip

bir bakkaldan ayran ile suyu aynı anda alan kişinin büyük ihtimal kullanıcısı olduğu keyif verici maddedir.
(bkz: sağdan dönsün)

böyle bir şeyin enden sözlükte başlık olduğunu düşündüren şey

Genç hayatların b*ka sarmasına sebebiyet veren maddenin adı. Ortaokul yıllarımda, komşumuzun oğlu kullanmaya başlamıştı. Ailesi bırakması için çok uğraştı. En son malı mülkü satıp, başka bir ile taşındılar.