durduk yere ağlamak

  • ağlayan kişinin içsel durumunu anlamayanlar hayretle, şaşkınlıkla bakarlar. ve sorarlar "ne oldu şimdi? ne yaptım sana? durup dururken niye ağlıyorsun?" diyerek suçlu bile çıkarabilirler. oysa gidip sarılmak vardır hiç bir şey sormadan. anlamaya çalışmak vardır. neyin patlaması diye düşünmek vardır...
  • hani bardağı taşıran son damla diye bişey var ya, işte o son damla o kadar büyük olabiliyor ki bazen, okyanuslara sığmıyor.

    ne mutlu ağlayabilene, boğazında kalması daha kötü
  • durduk yere ağlamak değildir o.kişi çok içine atmış çok dolmuşsa en olmadık yerde en olmadık anda dahi ağlamaya başlayabilir.(Bazı istisnalar hariç)
  • zamanında ağlanmamış hüzünlerin intikamıdır.
  • durduk yere ağlanmaz, dolmuştur insan.'*'
  • sinirsel bir hastalığın belirtisi.
  • durduk yere gibi duran ama aslında çok durmaktan kaynaklanan ağlama eylemidir.
    içi dolu bir bardağın durduk yere taştığını gördünüz mü? '*' gözümüzden yaş akmasına sebep olan bir bardak var bence ve biz onun içine dolduruyoruz, dolduruyoruz en sonunda bardak diyor ki ''kardeş yeter yok ben taşımayacağım aha da taştım''. ve biz başlıyoruz ağlamaya.
    ağlamaktan korkmayın. insani bir eylemdir. üstelik ısırmıyor.
  • yolun düşer, sokaklarda düşürdüğün anıları toplarsın yerden: ağlayamazsın, kalabalıktır.
    başına bir şeyler gelir: güçlü kalmak istersin, ağlamazsın.
    yolunda gitmesi gerekenler, yolu şaşırır: kaybolursun, ağlayacak vaktin olmaz.

    "gözyaşını ertele" butonuna basarsın.

    sonra saatin bilmem kaçı işte...

    tanım: aslında nedenleri olan fakat unutulan; sadece, artık ertelenemeyen durumdur.
  • (bkz: regl dönemi dengesizlikleri)
  • Rahatlatıcı olduğunu düşünüyorum. Gözlerden süzülen yaşın yanakları ıslatması ile oluşan serinlik büyük bir huzur verebilir.
  • Zaman zaman yaptığım eylemdir.