din ve toplum

  • hikmet kıvılcımlı der ki: "insanlardaki inanç kavramını beyninden tamamen silip atamazsınız. silindiğini düşündüğünüz anda bile onlar yine bir şey bulup inanır."
    yani inanç bir içgüdüdür. insanın doğasında, mizacında vardır.
    toplumun bireylerinin kutsal değerlerini karalamak, "kara bulut" dediğiniz dine inananların, dine daha sıkı bağlanmasına sebep olacaktır ve dolayısıyla aslında sadece sizlerin tepesinde gezinip, sizinle her yere giden "kara bulut" dünya döndükçe hiç kalkmayacaktır. eğer öyle olmasaydı, onlardan daha "dinci" kesilmezdiniz. dinle yatıp, dinle kalkıyorsunuz. bu da inançlı kesimin size öcü gözüyle bakmasından başka bir şeye yaramıyor. yani sizin "din bu" diye hedef göstermenizle o insanlar kutsal değerlerine sırt çevirecek değil.
    necip fazıl der ki: "ey düşmanım; sen benim ifadem ve hızımsın. gündüz geceye muhtaç, bana da sen lâzımsın."
  • ilkel komünal toplumlarda insanların ateşe, suya yani daha ulaşılabilir ve anlamlandiramadigi biraz da ihtiyacı olan şeylere yüklediği anlam ve o şeyleri tanrisallastirma ihtiyacı ileri bir durum değil midir? antik yunan ayinleri günümüz tiyatrosunun temellerini de atmıştır. burada anlatmaya çalıştığım şey din bir ihtiyaç değil ama sosyolojik olarak ilerlemede bir basamak olmuş. en azından benim çıkarımim bu yönde.

    yerleşik hayata geçilmesi, toplumların erkek egemen zihniyete evrilmesi ve sonraki aşamalarda tek tanrılı dinlerle ciddi bir yavaşlama ve bazı zamanlarda gerileme yaşadı...
  • derin bir konudur, artık günümüz toplumunda toplum din'e hükmetmektedir. 21 yüzyıldayız, dinini yaşayanlar için artık her dinde bir kolaylık olması gerekiyor. bundan bin sene önce olsa din topluma hükmederdi, zamanında hükmetmiş de, hatta bu konuları konuşmamız, bazı ortamlarda kafir diye adlandırılmamız için geçerli sebepti. ama artık 21 yüzyıldayız artık bütün dinlerin toplum üzerinde bir baskısı kalmamıştır inancındayım.




    toplumu alt sınıf, orta sınıf, üst sınıf kategorisine ayırırsak, dinler hakkında daha iyi netice alacağız.

    alt sınıf diye tabir ettiğimiz kesim, dinlerini her zaman hoyratça yaşamıştır. bu eğitimsizlik, bilgisizlik, aza kanaat etme ''buna da şükür'' demeleri, her zaman alt sınıf kesiminde görülebilir, yine aynı şekilde dinin getirdiği namus kavramı da, alt kesim için dinle özdeşleşmiştir.


    orta sınıf diye tabir ettiğimiz kesim ise, alt sınıf diye tabir ettiğimiz kesime nazaran dini biraz daha esnet'e bilir, bunda sakınca yoktur. ama dinin getirdiği namus kavramı arasında düşünceleri gidip gelir, devamlı bir çelişki olur bazı şeyleri kendilerine açıklayamazlar, iki arada gidip gelirler. eğer etraflarında alt sınıf'dan aileler varsa, iletişim halinde iseler düşünceleri zamanla köhneleşme yolunda ilerler, ve devamlı dilimizden düşmeyen toplum baskısına yavaş yavaş kurban olurlar.


    üst sınıf diye tabir ettiğimiz kesime gelecek olursak, zamanında kendileri de alt sınıf ve orta sınıf kategorisine maruz kaldığı için, oyunu kurallarına göre oynar ona göre davranırlar, aslında her nokta da en rahat kesimdir. bugün alt sınıf kesim namus kavramını hoyratça yaşarken, kızlarının mini etek giymesi bir erkekle bırakın ilişkisini, el ele tutuşmalarında bile namus cinayeti işleyecek olmaları kaçınılmazken, alt sınıf ile üst sınıf diye tabir ettiğimiz kesim herhangi bir uzaktan akraba ortamında nişan düğün vs. bir ortam bir araya geldiklerinde, alt sınıf kesimin nasıl üst sınıf kesimin insanlarına tavşanın gözüne far tutulmuş gibi bakmalarını görebilir, alt sınıf kesimin zamanında kendisi gibi olan sonra üst sınıfa yükselmiş kişiler hakkında ''yaahuu filanca da çok bozdu, ailesini gördünüz mü, o kızlarının hali ne öylee uyyyyyyy'' diye eleştirmesi ve şaşırması kaçınılmazdır.



    uzun lafın kısası, ülkemiz de ne yazık ki din ve toplum bir orada. dini aradan bir çıkarsak, eğitimsiz insanımız bile küçük de olsa bir aydınlanma yaşayacak. o küçük aydınlanmada bazı şeylerin farkına varıp, tabiri caizse uçacak. çünkü bizim insanımıza imkansız de izle. bu sebeple din bizim insanımız üzerinde bir kara buluttur.
  • Din toplumların afyonudur.
    Karl Marx
  • dini toplumsal açıdan incelemeyi kendisine konu alanı edinmiş, sosyoloji öğrencilerinin muhatap olduğu bir derstir.