diktatör olunca yapılacaklar

  • ön edit: eminim birçoğunuzun, benzeri sözlük, forum veya blog tarzı yerlerde çoğunlukla diktatör olunca yapılacak ufak şımarıklıklar başlığında gördüğünüz, fakat yazıların önemli bir kısmı yapacağı şımarıklıktan ziyade, eylem planını açıkladığı için daha genel bir başlık açtım, böylece yazılan entryler genel çerçeveye daha uygun olabilir.

    köyler atatürk'ün çizdiği cumhuriyet köyü planından esinlenilerek yeniden imar edilecek. köylülere bir defaya mahsus modern zirai araç-gereçler hibe edilecek, üretim yapmalarına engel vergi yükümlülükleri hafifletilerek kabul edilebilir düzeye çekilecek. ölüm, hastalık gibi çok özel sebepler haricinde tarlasını 1 yıldan fazla boş bırakan köylünün tarlası, o tarlayı işletecek başka bir köylüye devredilecek.

    demiryolu ve hızlı tren ağı tüm ülkede yaygınlaşıp popüler hale getirilecek. bu sayede cari açığın en büyük sebeplerinden biri olan petrol bağımlılığı minimize edilecek, aynı zamanda da yolcu taşıma kapasitesi çok daha yüksek seviyeye ulaşacak ve bu sayede bayram trafiği diye bir herzenin varlığı unutulacak. aynı zamanda bölgesel bazlı çalışan trenler ile vatandaş, büyük merkezlere dolmuş gibi ortadoğu işi bir araçta pestil olmaktan kurtulacak.

    meclisteki milletvekilleri illerin nüfus oranına göre taksim edilecek her şekil ve koşulda sandalyelerin yarısı muhalefetin elinde olacak. muhalefet vekilleri toplumun en aykırı, en alışılmamış fikirlere sahip ve en üst düzey karakter ve vizyonlu insanlarından kurulacak. meclis tv, 7/24 çalıştırılacak ve olağanüstü koşulların oluşmasıyla gerçekleşen kapalı oturum hariç bütün toplantı ve görüşmeler yayınlanacak. milletvekilleri, sadece kürsü dokunulmazlığına sahip olacaklar. bu dokunulmazlık sadece mecliste değil, yaptıkları her konferans ve mitingde de geçerli olacak. görev süresince çok üstün yararlılıklar gösteren ve ödüllendirilen vekiller hariç, her vekil sadece 2 defa üst üste görev yapacak. şu anki özlük haklarının tamamı kaldırılacak ve maaşı 2017 türkiyesi standardında 5000 lira civarı olacak. bunun dışında hiçbir ayrıcalık(kırmızı plaka, protokol koltuğu vb. gibi) sağlanmayacak.

    gezi parkı ve bütün diğer şehir parklarına bir kürsü ve mikrofon yerleştirilecek. herhangi bir fikri olan, veya bir derdini dile getirmek isteyen her vatandaş özgürce konuşacak. bu kürsünün arkasında bir sivil polis bulunacak ve fikrini söyleyen vatandaşın korumalığını yapacak.

    eğitim sistemi baştan aşağı yenilenip öğrencinin yeteneğine göre şekillenecek. bu şekilde muhteşem resimler yapabilme kabiliyetine sahip öğrenci, abuk subuk ezbere bilgileri yutup mühendis olmaya zorlanmayacak. müfredatta sadece temel düzeyde matematik, fen bilimleri ve edebiyat olacak. felsefe, vatandaşlık bilgileri, uluslararası ilişkiler gibi kişisel gelişimi sağlayacak dersler konulacak. beden eğitimi haftada her gün 2 saate çıkarılacak ve okulların fiziksel şartları iyileştirlecek.

    öğretmenler branşlarıyla ilgili her 3 senede bir yeterlilik sınavına sokulacak. sınavı geçemeyen öğretmenler yeniden eğitime girip sınava tekrar alınacak, yine geçemeyen öğretmen görevine devam edemeyecek.

    tübitak bugünkü rezil ve pespaye halinden kurtarılacak, içerisine sadece dünya çapında söz hakkı bulunan bilim insanları bulunacak. aynı şekilde tüba da tıpkı amerikan veya rus bilimler akademisi kadar yüksek kredibilitesi olan bir kurum haline getirilecek.

    şehirlerin imar planları yeniden hazırlanacak, gecekondu bölgeleri derhal yıkılıp vatandaşlar da memleketlerine gönderilip tarım ve hayvancılıkta, ya da vasıflılar ise şehirde sanayide çalışacak şekilde yerleştirilecek. şehirlerin etrafı ağaçlandırılacak, anadolu'daki çöl manzaraları ortadan kalkacak. büyük firmaların anadolu şehirlerinde üretim yapmaları için gereken ulaşım altyapısı sağlanacak ve vergi avantajlarından faydalandırılacak. istanbul içinde üretim yapmaya devam eden firmalar içinse vergiler artırılacak.

    diyanet işleri başkanlığı kurumu lağvedilecek, ülke çapında 100 bini bulan ve hepsi birer inşaat kalfası eseri ucubeler yıkılacak, daha az sayıda, merkezi, ulaşımı rahat olacak ve eskisi gibi estetik güzelliği ön plana çıkan camiler yapılacak. verilen bütçe fazlası da tübitak ve eğitim bakanlığına eşit olarak dağıtılacak. bu sayede imamların sayısı azaltılacak ve mevcut imamların maaşı da muhtarların düzeyinde olacak. vatandaşın dinine diyanetine yardımcı olunacak, fakat inançsız vatandaşların da baskı görmeleri önlenecek.

    ülkedeki bütün bakanlıkların bütçe raporları, %100 şeffaflıkla internette paylaşılacak. rüşvet ve yolsuzluk ihbarında bulunanlar ödüllendirilecek, suçu işleyenler de ömür boyu kamu hizmetinden mahrum bırakılacak.

    devlet küçültülecek, kurumlar peşkeş çekilmeden en iyi şartlarda özelleştirilecek, fakat devlet her zaman denetleyici ve düzenleyici olacak. ülkede namusuyla üretim yapmak isteyen küçük ve orta ölçekli esnaftan sadece %10 civarı vergi alınarak daha fazla üretim yapması sağlanacak ve uzun vadede daha fazla vergi geliri elde edilecek.

    cezaevleri ıslah edilecek, tıpkı norveç'teki cezaevleri gibi suçluların rehabilite edilip hayata geri kazandırılmaları sağlanacak. mahkumlar, işledikleri suçların niteliğine göre bu cezaevlerine konulacak. bazı suçlarda(ör. bir anlık dikkatsizlik sonucu trafik kazası yapan biri) tahliyeden sonra sicil kaydı silinecek ve sanki hiç cezaevine girmemiş biri kadar özgür, ama rehabilite olmuş bir şekilde hayatına devam edecek.

    dışişlerinde kesin mütekabiliyet ilkesi uygulanacak. vize ve yerleşim izinleri, tamamen bu esaslara bağlı olacak. hamaset ve kuru gürültünün yerini diyalog ve mutabakat alacak. ülkelerle iyi ilişkiler kurulup vatandaşın iyi muamele görmesi sağlanacak. çifte vatandaşlık her koşulda kaldırılacak ve vatandaşlardan tercih yapmaları istenecek. sadece iş, eğitim, sağlık gibi sebeplerden ötürü yurtdışında olan vatandaşlar gözetilerek konsolosluklarda oy kullanılabilecek, fakat 5 yıl içinde 3 yıldan uzun süre yurtdışında kalan vatandaşlar oy kullanamayacak.

    yazılacak çok şey var dostlar, ama benim ilk aklıma gelenler bunlar. her türlü görüş ve eleştiriye açığım, mesaj kutumu sarartmaktan çekinmeyin.

  • ülkeyi satmak ve rezil bir hırs uğruna bok gibi ölmek. genelde böyle olur. antipati toplanır, diğer devletler karşı gelir, diktatörün taraftarları doğru yolda olduğunu düşünür çünkü salaklar sürüsüdür, yok yere savaş çıkarılır ve bingo evet bildiniz ülkeye demokrasi gelir.

    (bkz: open up democracy is coming)

    http://media.moddb.com/cache/images/groups/1/3/2933/thumb_620x2000/open_up.jpg

    http://www.dailyfailcenter.com:8080/sites/default/files/fail/aPyBnWg_700b.jpg

    işbu giride hiçbir insan evladı özellikle ima edilmemiştir sadece tarihten ders çıkarılmıştır. '*'
  • --- spoiler ---
    bilmiyorum hiç düşünmedim
    --- spoiler ---
  • Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz
    Dünya ne sana ne de bana kalmaz
    Sultan Süleyman'a kalmadı
    Böyle hiçbir kitap yazmaz
  • Her insanın çocuk sahibi olmasını yasaklarım.

    İnsanlar ebeveyn olmadan önce psiko-sosyal ve fizyolojik testlerden geçirip, hekimler tarafından sağlıklı bulunan kişilerin anne ve baba olması için gerekli izni verirdim.

    Böylelikle toplumdaki kötü insan oranının azalarak biteceğini düşünüyorum. Çünkü; kötü insanların çoğunun kötü bir ailede ve kötü şartlarda yetiştiği kanısındayım.

    İyi yetişmiş bir çocuk iyi bir insan ve iyi bir toplumu oluştur.
  • Ben olursam;
    First rule is the being "diktator " is, you 'll never talk about diktator olmak. Saka lan saka. Ilk is diktatorlugu kaldirip otonom sistem uzerinden, anarsizm.
  • Ben olsam 31 çeken terbiyesiz ayları 30 güne indirirdim. '*' (bkz: fantezi dünyama hoşgeldin)
  • --- spoiler ---
    Blog sözlüğü kapatmak.
    --- spoiler ---

  • Diktatörlük demokrasinin yok olmasıdır dolayısıyla demokratik kararlarımızı uygulamak için bunu yapamayız. Zira kendi kendimizle çelişiriz. (bkz: ülkenin başına geçilse yapılacaklar ) bu planlar için daha doğru bit başlık. Kaldı ki seçilmiş bile olsa cumhurbaşkanı istediğini yapabiliyor
  • adı "din bilgisi" olduğu hâlde evrensel dinlerin tarihinden bahsetmek yerine sadece sünni müslümanlık öğretilerini dayatan hatta sınıf ortasında zorla namaz kılmaya kadar varan aptal saptal dersi kaldırıp onun yerine müfredata zorunlu ateizm dersi koymak. sadece nasıl bir his olduğunu görsünler diye.
  • bahsekonu uygulamalar ancak diktatörlükte yapılabildiği için bu şekilde açılmış başlıktır. her diktatörlük kan kusturmak, terör estirmek zorundadır diye bir durum yoktur. demokrasi son derece tehlikeli bir rejimdir, zira bilinçsiz toplumlarda toplumun hassas olduğu noktaları kullanarak(din, milliyetçilik, eski tarih vb.) her an iktidarı ele geçirebilir ve kendi emelleri için kullanabilir. şeffaflık ve hesap verilebilirliğin en yüksek olduğu danimarka'da tesadüfen seçimler sırasında bulundum ve birkaç kişiyle sohbet ettim. karşılıklı ırkçılık, zenofob suçlamaları gırla gitmekteydi. her ne kadar uzun recep gibi meydanlarda eline incili alıp "bunlaaaaaar petro artığı(ortodokslara), bunlaaaaaar komünist" diye böğüren biri olmasa da hala tartışmaların sürüp gittiği bir vakıa. bizim gibi toplumlarda ise(atatürk'ün de şartlar gereği yaptığı) meritokrasi en iyi yoldur. dikkatli okunacak olursa, kurguladığım rejim tamamen bu esaslara dayanır, ki aklımdaki birçok tasarıyı yumuşatarak yazdım. cumhurbaşkanının istediğini yapabilmesi, yetki gaspı yapmasından dolayıdır, yasal olarak cumhurbaşkanı yetkileri(her ne kadar kenan evren sağlam bir update çekse de) hala sınırlıdır(en azından 1 gün daha böyle). ingiltere'de 1991 seçimlerine teamüller gereği adaylar sadece belli okullardan mezun olmuşsa başbakan olabiliyordu. 91 seçimlerinde bu geleneği yıkan pespaye ve rezil-i rüsvan bir vaziyette başbakanlıktan şutlanan thatcher'ın arkasından gelen john major'dı. major ve sonrasında ise ingiltere güneş batmayan imparatorluktan neredeyse tamamen kabuğuna çekilmiş basit bir batı avrupa devleti vaziyetine büründü.
  • Diktatör değilmişim gibi davranmak