çatal
-
ikinci anlamı, çok sevdiğim tuzlu kurabiye türüdür. mis gibi mahlep kokusu yayılır fırından o pişerken ve ağzınızda dağılıverir de yemeğe doyamazsınız. -
bisiklet tekerleklerini iki yandan tutarak gidona bağlayan parça, keza arka tekerlek için de geçerli -
yemek yerken en çok kuallndığım gereç -
Sofraların vazgeçilmezi -
(bkz: serdar ortaç'ın ahmet kaya'ya çatal fırlatması)
doğruluğundan emin değilim, hiçbir politik çerçeveden bakmayınca çok komik bir başlıktır. -
(bkz: göğüs çatalı)
edit: sen hayırdır göğüs çatallı kezban? -
genellikle eve gelen tüpçülerin veya su tesisatçılarda bulunan bel ile kıç arasındaki bölümdür. -
en az iki sivri ucu bulunan, daha çok katı yiyecekleri yememize yardımcı olan araç.