bir türlü sorulamayan sorular
-
tarikatlerin, cemaatlerin, bağlı olduğu vakıfların; dini alet ederek yaptıkları pisliklere, sapıklıklara karşı ilk adımı atması gereken diyanet ya da benzeri dini bütün kuruluşlar neden susuyor?
aynı konu hristiyanlıkta da var, belki diğer dinlerde de. nedir bu sapıklığa göz yumma gayreti? aralarından bir tanesi çıkıp neden bu oğlancıları, pedofilileri, insanlık hainlerini kınayamıyor? bir kereden bir şey olmaz! diyen bakana nasıl cevap vermezsiniz sayın 11 milyar dolar'*'? hepiniz mi sapıksınız, hepiniz mi nemalanıyorsunuz bu alçaklıktan? yoksa bir tane adamın dediğiyle, bayıldığınız dininizin kirlenmesine göz mü yumuyorsunuz? ağzınızdan eksik etmediğiniz allahınızdan korkun be biraz, aşağılık reziller. -
yaa ben soruyorum sormasına da cevap alamıyorum. sorduğum kişi de genelde evdeki ergen olunca cevap tıss tabii. bir de bu meraklı soruları benim sana sormam gerekmiyor mu yaa, nereden aklına geliyor diye fırça yiyorum. mesela kapağı sıkı sıkı kapalı olan bir kavanozda nasıl tırtıllar ve sonra güveler oluyor ve o kavanozdan nasıl dışarı çıkıp uçabiliyorlar. kavanozda sadece hava ve fıstık varsa, havanın içinde her an canlı bir organizmaya dönüşecek tohumlar mı var, nasıl oluyor, sorularımdan biri. babam fıstıklar kavanoza konduğunda bizim göremediğimiz küçük yumurtacıklar olabilir dedi. olamaz, kaç derecede kavrulup, paketlenmiş fıstığı kavanoza koyuyorum.
buna benzer, merak ettiğim tonlarca sorum var. -
maaşını soramıyorum kimseye. yani neden sorasınız ki diyebilirsiniz ama sevgilim varken merak ettim bir ara, bir yılın sonunda sorabildim. o da laf arasında. çok ayıbıma gidiyor, bana da sorulmasını sevmiyorum doğrusu.