bir matematik bilgisi bırak

  • Toplama
    2+2=4

    Çarpma
    5x5=25

    Çıkarma
    17-10=7

    Bölme
    10÷2=5

    Entryden zeka akıyor
  • (X+y) ifadesinin karesi x kare + y karedir.
    Evet rahatsız edici.

    Edit: aksini iddia edenler oldu.. cahil cahil konuşmayın.'*'
  • 3x5= 15
    3 sepetim var her sepette 5 elmam var toplamda 15 elmam var.

    (-3)x(-5)=15
    3 kişiye borcum var, her kişiye 5 lira borcum var. ben 3 kişiye borcumu ödemezsem elimde 15 lira fazla olur.

  • ilk işe gitdiğimde tufan abinin söylediği şeydir:
    koçum her şirkette iki kere iki dört etmez!
    valla doğru ama..
  • 5+5=10-10=0

    Bakıpçıkcam ile zekalanmaya devam ediyoruz.
  • günlük hayat fark edemediğimiz birsürü türev integral (optimizasyon) problemiyle doludur. bu problemler aklıma geldikçe bu başlığa, optimizasyon alt başlığında altına yazacağım.

    yağmurda koşmak mı yürümek mi daha makbuldur?

    Nasrettin hocanın belirttiğine göre değişebilen bir durumdur. yağmurda hareket ederken birim zamanda başımızdan aldığımız yağmur miktarı sabittir ama hareket yönünde bize çarpan yağmur miktarı değişir. biz koşarken birim zamanda ön taraftan daha fazla yağmur yeriz ama daha kısa sürede gitmemiz gereken yere ulaşırız; yürürken ise birim zamanda ön taraftan daha az yağmur yeriz ama gitmemiz gereken yere daha uzun sürede ulaşırız. yani uzun zaman, az yağmur; kısa zaman, fazla yağmur arasında, az ıslanmak için gidilmesi gereken "optimize" bir hız vardır.

    ehe yalan söyledim. aslında maruz kalınan yağmur miktarı birim zaman için ikisinde de eşittir ancak biz koşarken birim mesafeyi daha kısa sürede gittiğimiz için daha az ıslanırız yani koşmak iyidir. bunu şu şekilde düşünelim: bir dörtgen üzerinden benzetirsek bizim hızımız, taban uzunluğu; birim mesafeyi aldığımız zaman ise yüksekliktir ki bu 1/hız a eşittir biz bu ikisini (taban ve yüksekliği) çarparsak birim zamanda yiyeceğimiz yağmuru (alanı) buluruz o da (hız)x(1/hız)= 1 olarak çıkar ki ikisi içinde eşittir ancak vurguluyorum bu birim zaman için doğrudur mesela atıyorum ikisi de 1 saniyede aynı miktarda yağmur alır. işte hızlı giden daha az sürede mesafeyi alacağı için daha az ıslanır. sonuç olarak formül : (hız)x(1/hız)x(zaman) olur.

    evet burda bir optimize edilecek bir durum yokmuş ama gene de güzel bir egzersiz oldu bence.
  • e^pi.i = -1
    hayır ispatını yapmayacağım.
    evet kendimi zor tutuyorum.
    şunu bırakıp kaçayım bari
  • monty hall problemi

    

evet, birçok matematik üstadının bile yanlış cevapta israr ettiği bir problemden bahsedeceğim. bu yüzden çok dikkatli ve tekrara düşerek yazacağım.

    

önümüzde üç kapalı kapı var. bu kapların ikisinin arkasında soğanlı, birinin arkasında normal menemen var*.

    

*evet soğanlı menemen, normal menemen değil ve hayır soğanlı menemen daha güzel değil, evet! soğanlı menemeni yabancılaştırıyorum.



    bu kapılardan görevli ve normal menemenin (nm) nerede olduğunu bilen bir adam var. biz bir kapı seçtiğimizde normal menemeni seçme yani istediğimiz (evet istediğimiz) sonucu seçme ihtimalimiz 1/3, soğanlı menemen (sm) seçme ihtimalimiz ise 2/3 olur. 



    tamam başlayalım biz bir kapı seçiyoruz ve kapıların ardında ne olduğunu bilen görevli ,bizim seçtiğimiz dışındaki, sm olan kapılardan birini açıyor ve geriye kalan kapalı kapı ve seçtiğimiz kapı arasında değişim yapabileceğimizi söylüyor.

 Değiştirmeli miyiz?

    durumu inceleyelim, bizim ilk başta doğruyu seçme ihtimalimiz 1/3. adam kapılardan birini oyundan çikartığında bu sefer bizim doğruyu seçme ihtimalimiz 1/2 oldu yani değiştirsek de değiştirmesek de durum aynı olur (es es es) gibi gözüküyor değil mi?



    değil, değiştirdiğiniz durumlarda daha fazla kazanma ihtimaliniz var. şimdi şöyle ki oyunun başlangıcında 2 tane sm 1 tane nm olduğuna göre bizim sm seçme ihtimalimiz nm seçme ihtimalimize göre 2 kat büyük yani biz büyük ihtimalle sm'yi seçeriz. yani sm'yi seçtiğimizi düşünürsek geriye kalan diğer sm'yi de adam oyundan çıkarttığına göre bizim seçtiğimizi değiştirmemiz gerekir ki nm'yi seçelim.



    biliyorum hala ikna olmadın hala son durumda şansının yarı yarıya olduğunu düşünüyorsun. bir örnek daha vereyim mesela bu sefer 100 tane kapımız olsun bunlardan 99 tanesi sm 1 tanesi nm olacak şekilde biz bir kapı seçtiğimizde bu kapı 99/100 ihtimalle sm olacak. adam bu 100 tane kapdan 98 tane sm olanı açtığında geriye iki kapı kalır bunlardan birinde sm diğerinde nm var ve biz %99 ihtimalle sm'yi seçtiğimize göre o zaman kapıyı değiştirmeliyiz ki nm'yi seçelim.

    neyse, menemen seçmek için yeterince gereksiz bir yöntemden bahsettim. gelecek haftaya sufle ve türevleriyle görüşmek üzere.



    not: lütfen bana yanlış düşünüyorsun diye yazmayınız (ama mevzuyu anlamayanlara yardımcı olurum) daha fazla bu konu hakkında tartışmak istemiyorum arkadaşlarıma yeterince yanlış olduklarını söyledim. kendiniz de deneyebilirsiniz değiştirdiğinizde daha fazla bildiğinizi göreceksiniz. doğru düşünüyorum, daha ne kadar basit anlatılabilirdim bilmiyorum (es es es) normal menemen, soğanlı menemeni döver.

    

edit: hunharca imla. hala varsa affola.
  • (bkz: fuzzy logic) » bulanık mantıklar vardı. Bu matematikte bir algoritma. Ama yapay zeka ve bilgisayar işlemcisinin çalışma mimarisinin alt yapısını oluşturuyor.

    İç içe geçmiş ihtimaller zinciri gibi düşünün. Mesela siz bir robotla konuşurken onun size rastgele cevaplar verdiğini düşünürsünüz ama o aşırı kompleks bir işleyiş içinden sizin durumunuza en uygun olan yanıtı seçmiştir.
  • Bir de lûtfen 2+2= 4 bilgisini bırakmak istiyorum. Çünkü daha hayatın 2, 2 daha dört eder mantığındaki sade gerçekliğini dahi akledemeyen gerizekalıların olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

    Demek ki neymiş,

    (bkz: iki iki daha dört edermiş)
    (bkz: may enter)
    (bkz: enterrable)
  • Bir de (bkz: kaos teoremi) var ya. Bu da toplumsal hayattaki tüm parametlerin yerli yerince oturtulup teorem doğrultusunda işlem yapıldığında, toplumdaki kaosun zemini bilimsel olarak kanıtlanabilir diyor.

    (bkz: ütopya ve distopya)
  • Bir de john nash'in ortaya attığı (bkz: oyun teorisi) vardi. Bu da günlük hayattaki krizleri çözmede geliştirmiş olduğu oyun teorisinin bilişsel pratiği işe koşularak krizlerin atlatabileceğini öne sürüyor.

    Nash'e göre düşmanlarımızla münasebetlerimiz, başarmamız gereken zorluklar, karşılaştığımız sorunlar... hepsi tıpkı bir oyunda olduğu gibi ussal pratikler işe koşularak çözülebilir.

    Yani sorunlarınızı tıpkı bir oyunda olduğu gibi sade bir mantık ve düz akılla çözebilirsiniz diyor. Ama biz insanoğlu, sıklıkla işleri daha içinden çıkılmaz bir hâle getitmeyi nedense daha çok seviyoruz.

    Aptallık insanın doğasında var yemin ediyorum.
  • (bkz: diferansiyel denklemler)'in ne olduğuna ve elektronik devre sistemlerinin kurulumunda neden çok önemli olduğuna hiç girmeyeyim.

    Allahuekber. Kim açtı bu başlığı ya ↑↑↑ (bkz: swh)
  • Evet arkadaşlar bildiğiniz üzere veya bilmeyenler de olabilir iki artı iki eşittir dört’t-şaka şaka.'*'
  • Tüm doğal sayıları 2'nin kuvvetlerini bir kere kullanıp toplayarak yazabilirsiniz. Aklınıza gelen tüm sayıları deneyin ;)

    Ben deneyeyim örnek olarak. 54=32+16+4+2

    Ayrıca x'e kadar olan tüm 2'nin pozitif kuvvetlerinin toplamı x-1'dir.
    X, 2'nin pozitif tam sayı kuvveti olmak zorunda.
  • Bu konu bir tek benim canımı sıkmış olamaz dediğim bilgilerdir. Millet ne bilgiler veriyor, ben sadece kıskanç gözlerle kenardan izliyorum ve hızlıca çıkışşş yapıyorum konudan.
  • El-Hârezmî, matematiğe “cebir”i kazandıran bilgindir. Hârezmî “0” (sıfır) ve bilinmeyen işareti “x”in mucidi olarak bilinir. 10 rakamdan oluşan basamaklı sayı sistemi üzerine bir eser yazarak bu rakamların İslam dünyası ve Batı'da tanınıp kullanılmasını sağlamıştır.
    vs.vs.vs.
  • Diyarbakır 'in bir köyünde ilköğretimde görev yapan bir öğretmen matematik dersinde :

    "Bir kasada şu kadar çilek varsa, 10 kasada kaç çilek vardır? " diye öğrencilerine sorar.

    Öğrenciler : "öğretmenim çilek nedir?" Diyorlar.

    Öğretmen, " işte çocuklar, çilek. .." diyor.

    Çocuklar " biz hiç hiç çilek yemedik" diyorlar.

    Öğretmen pes etmiyor, oturup bursa'daki tarım firmalarına toprak numunesi yolluyor ve "bu toprakta çilek yetişir mi?" Diye soruyor.

    Cevap "evet, Diyarbakır topraklarında çilek yetişir. " hatta mektubun yanında çilek fideleri ve yetiştirme şeklini anlatan tarifi de ekliyorlar.

    Öğretmen öğrencilere bahçede anlatmaya başlıyor ve diyor ki "bu sene size matematikten sınav yok" öğrencileri şaşkınlık içindeyken hepsine 4'er fide verip bahçede ekimi gösteriyor. Ve sonra
    "Şimdi evinize gideceksiniz, ben size nasıl ogrettiysem annenize babanıza da siz öğreteceksiniz. Çilek mevsimi gelince de tabakta 10 taneye göre not alacaksınız. "

    Çocuklar tabaklarla geliyorlar, öğretmen çilekleri sayıyor. Eksik olanlara da tam not veriyor. "E çocuklar tadı nasılmış " diyor.

    Çocuklar, "valla ucunda not var diye yiyememistik " diyorlar ve öğretmenin onayıyla ağızlarını burunlarını bulastira bulastira büyük bir istahla çilek yiyorlar.

    Bu olaydan 2 yıl sonra hayatlarında çilek görmemiş o köyün halkı , pazarlarında çilek satmaya başlar hale geliyor. ..