besame mucho

  • Siestadan sonra evin avlusundaki serin çardakta oturuyordu. Ufukta sönen kızıllığı izliyordu bir yandan, mahzenden çıkardığı eski bir şarap eşliğinde. Her yudumda başı dönüyordu.
    Açıktaki balıkçı teknesine kulak verdi biraz, martı sesleri arasından belli belirsiz bir şarkı duyuluyordu; " que tengo miedo perderte, perderte despues."
    Bu ses onu yarım yüzyıl öncesine, sonun başlangıcına götürdü.