17 nisan 2017 sabahı hissedilenler

  • birisi sanki mideme yumruk atmış gibi hissediyom.
    ya hayır çok da bilgili deyilim ama, sağa sola sorduk, bi abim bi yazı verdiydi, o 19 maddelik deyişiklik nedir diye, katladım cebime koydum, muhapet çıkınca da çıkarıp okudum sağda solda aylardır. kendi çapımda insanları uyardım da diyodum.
    seçim günü çaprazdaki komşu teyze gelip ben evet bastım dedi, naptın ya dedim de iş işten geçmişti.
    kendime hala kızıyom, gidip o teyzeye bunu neden okumadım diye..
  • (bkz: umutsuzluk)
  • Kendimden çok gelecek nesillerin neler yaşayabileceğini düşünüyorum. İçimde bir umut var. İtirazlar sonuç verecek. Atalarıma yapılan bu haksızlığı sindiremiyorum.
  • Evin balkonuna çıkmaya dahi korkuyorum. Sanki her an evet diye bağıran akpli bir kalabalık toplanmış ve konuşma yapsın diye herhangi birini bekliyormuş gibi hissediyorum. Şey gibi, hıyarım var diyene elinde tuzla koşmak gibi.

    Rüyamda da prompter gördüm. Ulan diyorum binali nasıl okuyamadı bunu. Çok da kolaymış.'*'

    Bu saatten sonra bize düşen herhalde espri yapmak.
  • hiçbir şey.
  • Umutsuzluk, ümitsizlik, kahrolmak hanginize yakışıyor? Yokluktan sıfırdan başlayarak nasıl buralara geldik,nasıl direndik hiç mi okumadınız tarih kitaplarında?

    Ben bisey Kaybettiğimizi düşünmüyorum aksine istanbulu,ankarayi,denizliyi,antalyayi,adanayi kazandık daha umutluyum daha direncliyim.
  • kırgın ve yorgun.

    ama gülmek için şu saçma şeyi izliyorum. depresyon evresinden çıkıp kabullenmeye geçmem lazım.

    https://www.youtube.com/watch?v=ufbTsRK0Jcs

    reislendik :(

    ek: neye kırgın olduğumu da söyleyeyim. dün kendi sandığıma sayımı izlemek için gittim. hiçbir siyasi partiden görevli değildim. teyzenin birisi geldi. teyze dediysem de tahminen 40-50 arası bir yaşı vardır. kendisi akp'nin kadın kollarındanmış. hangi partidensiniz dedi. hiçbir partidenim dedim. nasıl yani dedi. kendi sandığımın sayımını izliyorum dedim. iki dakika geçmedi yine hangi partidendiniz diye sordu. ablacım hiçbir partiden değilim, seçimi izlemeye geldim dedim. hııı anladım tamam dedi. birkaç dakika sonra yine siz tutanakları alacak mısınız? diye sordu. hayır fotoğrafını çekmem yeterli dedim. partiniz istemez mi dedi. partim yok, hiçbir parti ile alakam yok, sade vatandaşım dedim heee tamam o zaman dedi. tam çıkacağım siz chp'den misiniz dedi. hayır ablacım dedim ve gittim.

    şimdi üzüldüğüm nokta şu. kimse kusura bakmasın buradan sonra hümanizm yok. benim ve ülkemin geleceğini anlatılanı anlamayan, fosfat eksikliği yaşayan, izahı yüz kere yaptığım insanlar belirliyor. ben bu insanların oy kullanma hakkı yok demiyorum fakat sağlıklı karar veremedikleri aşikar. zeka sorunları var. kimse kimseye şirin görünmek için "ihihihi tibii siygi diyiyirim" demesin zira ben fikirlerinize saygı duymuyorum. sizlere de hak ettiğiniz kadar saygı duyuyorum.

    gel de düşünüp üzülme. ne yaptık ettik de 4 küsür milyar yaşında olan dünyada böyle boktan bir zamanda boktan insanlarla aynı ortama düştük. olasılık hesaplarında bile zor ihtimal. ama denk geliyor işte.
  • (bkz: "-Günaydın sevgilim, sorun aslında sende değil bende.")
  • hepimiz için gerekli olan adres
    (bkz: türkiye'den s*ktir olup gitmek)
  • Belki arttık sayıca, belki bir şeylerin farkın varmaya başlayanlar oldu ama hala ülkede %51 oranın da bir kitle var.
    Dün sandık başında gördüklerim yaşadıklarım bu oranın çok yüksek bölümünün cehalettin oluşturduğu. diğer kalanlarda gözü para ve makam hırsı bürümüş kişiliksiz, onursuzlar grubu.

    Başında sarık, ayağında şalvar, kara çarşaflarla yüzlerce insan vardı dün bulunduğum okulda.
    Sandığımda kaç defa olay çıktı. Kaç defa polis kurtardı beni. Savaşa gelmişlerdi resmen. Müşahitliği mücait olarak algılayan bu cahil kesim, dini kurtarıyorlardı, ülkeyi kurtarıyorlardı kendi kafalarında. Gözü o kadar dönmüş bir güruh vardı ki Allah için RTE için '*' savaşa gelmişlerdi.
    Sözü uzatmayayım bugün nasıl mıyım?

    Üzgün , çok üzgün... Cehaletle, din sömürüsü ile savaşamıyoruz biz.
    Onların dilinden konuşamadığımız için yenemiyoruz onları. Sadece hayatlarının tam merkezinde olan "Din" kavramı ile yaşayan fakat inandığı dinin bile kurallarından bir haber olan insanlarla biz hangi dille konuşacağız. Sadece bağırıp, çağırıp şiddet uygulayan insanlara biz nasıl insanlığı, bilimi, sanatı, dünyayı, sevmeyi, sevilmeyi, barışı anlatacağız.
    Anlatamıyoruz. Onlar it gibi üreyerek artıyorlar. 5 yaşında ki çocuğunun başını kapatlamakla kalmayıp fikrine, aklına da zincir vuruyorlar. Her geçen gün büyüyorlar, artıyorlar ve daha da cahilleşiyorlar.

    Bu savaşın en iki tarafı var. Bir tarafta CEHALET var, karşı tarafta, bilim, ahlak, insanlık, sanat, barış, huzur ve dürüstlük var.
  • (bkz: hissizlik)
  • Rüyamda seçimde usulsüzlük olduğundan seçim yenileniyordu, uyandığımda artık böyle bir şeyin olma ihtimalinin olmadığını fark edip boşvermişlik duygusu ile dolup taştım.
    ben elimden geleni yaptım, artık olay beni aştı. öğrenci halimle yüz kadar kişiyi hayır oyu vermeye ikna ettim daha ne yapayım?
  • Size anlatmak istediklerimi tam anlamıyla anlatabildigimi düşünmüyorum. Burada umutsuzluk görmek gerçekten beni üzüyor ama bi kişi tam manasıyla ne anlatmak istediğimi cok güzel anlatmış.

    lütfen okuyalım insanlara anlatmaya devam edelim.

    Edit: link yenilendi
  • (bkz: uykusuzluk)
  • sanki deprem olmuş, iki kardeşin birbirine umutsuzca baktığı bir an gibi.
  • uyanış, lale devrinin sonu ve çöküşün başlangıcı. Pes etmek yok.
  • 16 Nisan 2017 referandumundan sonraki sabah hissedilendir. Tarafınıza göre dikte edilenin gerçekleştirilmesinden doğan huzur veya özgür iradenin getirdiği vebalin ağırlık hissi olabilir. Genellikle çaresizliğin ve her halukarda ülkenin yarısının verdiği rahatsızlık, yanma, batma veya kalp üzerindeki ağırlık olarak hissedilir. Göğsünüzden başlayıp sol omzunuza yayılır.
  • bir tanıdığımın başına kötü birşey gelmiş gibi içimde olan sıkıntı.