yaratıcılığı körelten şeyler
-
-Her gün aynı şeyleri yaparak tekdüze bir hayat yaşamak.
-sosyal medya ile çok haşır neşir olmak.
-Problemlere "nasıl çözerim?" Şeklinde değil de "bunu çözmek mümkün değil." Şeklinde yaklaşmak -
Etrafınızda enerjinizi ve başarınızı sömüren insanların olması.
Plansız çalışmak bazen de gereksiz çalışmak. -
Herkes icin geçerli olmasa da iyi niyetin fazlası biraz etkiliyor. -
En önemlisi kalıpları aşamayan öğretmenler ve okul. Her okuyuşumda boğazımda düğümlenen bir şiir:
Yeşil saplı kırmızı çiçek
'Bir küçücük oğlancık birgün okula başlamış,
Pek mi pek akıllıymış,
Okulu da pek büyükmüş.
Ama akıllı çocuk sınıfına dışarıdan
Kestirme bir yol bulmuş,
Buna çok sevinmiş.
Artık okul ona kocaman görünmüyormuş.
Bir zaman sonra bir sabah
Öğretmen demiş ki;
Bugün resim yapacağız.
"Ne güzel" demiş çocuk
Resim yapmasını çok severmiş
Her türlüsünü de yaparmış:
Aslanlar, kaplanlar,
Tavuklar, inekler,
Trenler, gemiler.
Mum boyalarını çıkarmış
Ve çizmeye başlamış
Ama öğretmen "Durun" demiş
"Henüz başlamayın!"
Ve herkes hazır olana kadar beklemiş
"Şimdi" demiş öğretmen,
"Çiçek çizmesini öğreneceğiz
"İyi" demiş çocuk.
Çiçek çizmeyi çok severmiş.
Ve pek güzellerini yapmaya başlamış
Pembe, mavi, portakal mum boyalarıyla
Ama öğretmen "durun" demiş.
Size nasıl yapılacağını göstereceğim.
Yeşil saplı kırmızı bir çiçek çizmiş.
"İşte" demiş öğretmen.
"Şimdi başlayabilirsiniz"
Küçük çocuk bir öğretmenin resmine bakmış
Bir de kendininkine
Kendininkini daha bir sevmiş
Ama bunu söyleyememiş
Kağıdını çevirip
Öğretmeninki gibi
Yeşil saplı kırmızı bir çiçek çizmiş
Bir başka gün
Küçük çocuk dışarıdan sınıfa açılan kapıyı
Becerdiğinde tam bir başına açmayı
Şöyle demiş öğretmen:
"Bugün çamurdan bir şey yapacağız"
"Ne iyi" demiş çocuk
Çamurla oynamayı çok severmiş
Her şeyi yapabilirmiş onunla
Yılanlar, kardan adamlar,
Filler, fareler,
Arabalar, kamyonlar
Başlamış çamuru
Yoğurup sıkıştırmaya
Ama öğretmen demiş:
"Durun! Daha başlamayın"
Ve beklemiş hazır olmasını herkesin
Ve çok geçmeden
Küçük çocuk öğrenmiş beklemeyi
İzlemeyi,
Ve herşeyi öğretmen gibi yapmayı
Ve çok geçmeden
Başlamış kendiliğinden hiçbir şey yapmamaya
Ama birden bire
Küçük çocuk ve ailesi
Taşınıvermişler başka bir eve,
Başka bir şehirde,
Ve çocuk gitmiş başka bir okula.
Bu okul daha büyükmüş
Öbüründen.
Kestirme yolu da yokmuş dışarıdan
Büyük basamakları çıkmak
Ve uzun koridorları geçmek
Gerekmiş sınıfa kadar.
Ve daha ilk gün
Demiş ki öğretmen
"Şimdi resim yapacağız"
"Güzel" demiş çocuk,
Ve beklemiş öğretmenin
Ne yapacağını söylemesini
Ancak öğretmen bir şey söylemeden
Başlamış dolaşmaya
Küçük çocuğa gelince durmuş
Sormuş "Resim yapmak istemiyor musun?"
"İstiyorum", demiş çocuk.
"Ne yapacağız?"
"Ne istersen" demiş öğretmen
"İstediğim renk mi?" diye sormuş çocuk
"İstediğin renk," demiş öğretmen
"Herkes aynı resmi yaparsa
Ve aynı renkleri kullanırsa
Kimin neyi yaptığını
Ve neyin ne olduğunu nasıl anlarım ben?"
"Bilmem" demiş çocuk.
Ve başlamış çizmeye
Yeşil saplı kırmızı bir çiçeği' -
Rahatlık. -
Adım adım hissettiğim için söylüyorum, okul. Okulda atladığım her seviye yaratıcılığımın biraz daha gerilemesi ile sonuçlandı. Muhtemelen aşırı ezber içeren, tek tip insan pardon köle yetiştirmeye çalışan boktan sistemin sonucu. -
(bkz: televizyon) -
zorunlu eğitim -
belirli bir düzen içinde sıkışmak. -
sanattan uzak kalmak -
Heyhat! -
okul -
Süreli emir altında olmak. Sıkıcı bee -
(bkz: ezbercilik) -
(bkz: sosyal medya)
hatta çok daha nokta atışı olsun isterseniz instagram story derim.
kafasında en ufak kıvılcımı olanın üzerine kovayla su döken bir mecra.
tam bir kıyma makinesi. -
(bkz: memurluk) -
(bkz: çalışmamak)