topio stin omichli

  • yunanistan-fransa-italya yapımı dram türünde sinema filmidir..

    yönetmen koltuğunda Theo Angelopoulos oturmaktadır..

    başrollerde Tania Palaiologou ve Michalis Zeke yer almıştır..

    filmde babalarını arayan iki kardeş Voula ve Alexander'in hikâyesi anlatılmaktadır. sadece çocukların babalarını arayış değil, insanlığın da tanrıyı arayışı söz konusudur filmde..

    Theo Angelopoulos'un filmlerindeki o hüznü bu filmde de hissedeceksiniz..

    filmin müziklerini yönetmenin pek çok filminde olduğu gibi muhteşem sanatçı Eleni Karaindru bestelemiştir..

    oyuncuklar gayet başarılıydı. o yaşlardaki iki çocuk yaşlarından büyük iş çıkarmışlar..

    film âdeta bir masal gibi başlayıp masal gibi bitmişti. ancak filmin ortasında yaşananlar hiçte masal tadında değildi..

    film son derece ağır işlemektedir. festival filmi tarzına uzaksanız muhtemelen izlerken sıkılıp bırakmak isteyebilirsiniz..

    emektar tiyatrocuların değişen zamana rağmen eski ritüellerinden vazgeçmemeleri, moderniteye direnmeleri beni oldukça etkilemişti..

    Filmdeki kız çocuğunun adı olan Voula, yönetmenin kız kardeşinin adıyla aynıdır. bu benzerliğin sebebi olarak Angelopoulos’un çocukluk döneminde babasının Yunan iç Savaşı’nın öncesinde tutuklanıp uzun süre ortadan kaybolmasının etkileri olduğu söylenmektedir..

    aşağıda filmden detaylar paylaşacağım. izlemeden önce film hakkında ayrıntıları öğrenmekten haz etmiyorsanız aşağıdaki yazıyı okumamanızı öneririm..


    --- spoiler ---


    Voula'nın hiç görmediği babasın yazdığı mektuptan.

    ”Bazen okuldan eve giderken peşimden ayak sesleri duyduğumu zannediyorum, senin ayak seslerini. dönüp baktığımda ise orada kimsecikler olmuyor.”


    kar yağmaya başlayınca insanlar sevinçle dışarı çıkıp kar yağışını seyretmeye başladı. ardından yoldaki tüm insanlar durup kar yağışını izlemeye başladı. âdeta herkes ilk defa kar görüyormuş gibiydi. kar tanelerinin yere düşüşünü seyrediyorlardı. o sahne beni oldukça etkilemişti. tıpkı bir masal gibiydi.


    Voula'nın kardeşine anlattığı hikâyeden.

    başlangıçta her şey karanlıkmış. ve daha sonra ışık belirmiş. bu ışık karanlığı aydınlatmış. dünya denizlerden ayrılmış. nehirler, göller ve dağlar yapılmış. hemen ardından çiçekler, ağaçlar, hayvanlar ve kuşlar...


    --- spoiler ---