rosetta taşı

  • (bkz: hiyeroglif yazısının gizemini çözen taş)
    Mısır'da bir kalenin yapımı sırasında çıkan bir taş. Bulunduktan sonra farklı bölgelerdeki 3 büyük tapınağa gönderilmek için 3 farklı dilde açıklaması yazılmıştır: demotik, hiyeroglif ve antik yunanca. Bu sayede hiyeroglif yazısı çözülmüştür.
  • Londradaki british museumda sergilenmektedir.
  • Rosetta Taşı M.Ö. 305 - M.Ö. 30 yılları arasında Mısır'ı yöneten Hellenistik Ptolemaios Hanedanlığı'nın yazıt taşıdır.
    Üç bin yılı aşan bir zamana yayılan ve birçok kişi tarafından gelmiş geçmiş en büyük medeniyetlerden birisi olarak gösterilen Antik Mısır, görkemi ve ihtişamıyla her zaman dünyayı kendisine hayran bırakmıştır. Bu kadar ilgi ve bu kadar hayranlık şüphesiz birçok soruyu da beraberinde getirmişti:
    Kimdi bu Mısırlılar? Bu yapıtların amacı neydi? Nasıl yapılmışlardı?

    Antik Mısırlılarla ilgili bir çok şey modern insan için tam bir gizemdi. Cevapsa birçoklarına göre ‘Firavunların Kutsal Metinleri’ olarak adland ırılan Hiyerogliflerde gizliydi. Fakat bu da bilim insanlarını başka bir soruyla baş başa bıraktı: Neydi bu hiyeroglifler? Ve nasıl çözülecekti?
    Hiyeroglif yazısı, Sümerler’in yazıyı keşfetmesinden kısa süre sonra Mısır’da gelişti.
    Yazı, taş veya tabletler üzerine yazılıyordu. Papirus keşfedilince hiyeroglifin yapısı değişti.
    Halk “demotik” denilen basit hiyeroglifi kullanmaya başladı. Bu yazıyı papirüse yazmak hiyerogliften daha pratikti. Bu nedenle, normal hiyeroglifi yazanlar azaldı.

    Mühendis yüzbaşı Bouchard, 1799’da “Reşit Kasabası” yakınında yazılı bir taş buldu. Taşa, Fransızlar’ın “Rosetta” dediği Reşit Kasabası nedeniyle “Rosetta Taşı” adı verildi. Taş, 118 cm. yüksekliğinde, 70 cm. eninde ve 30 cm. kalınlığındaydı. Fransız general F. Meneou, taşın önemini kavradı.
    En üstteki yazı eski hiyeroglif, orta kısımdaki yazı demotik ve en alttaki ise eski Yunanca idi. Taş, Kahire’ye gönderilerek Fransızlar’ın kurduğu “Mısır Enstitüsü”nde incelendi.
    Taşa matbaa mürekkebi süren Fransızlar, boyalı yüzeye kağıt bastırıp taştaki metinleri kopyaladı. Kopyalar, Avrupa’da uzmanlarca incelendi. Taş, 1802’den beri Londra’da müzededir.

    Bu siyah granit taşı eşsiz kılansa üzerinde 3 farklı dille yazılmış metin bulunmasıydı: En başta hiyeroglif yazısı, ortada bilinmeyen başka bir dil ve en alttaysa Antik Yunanca bir metin vardı.
    Antik Yunancayı hemen okumaya koyulan dilbilimciler metni çözdükçe heyecanları iki katına çıktı. Dilbilimciler bu denli heyecanlandıran, üç yazının da aynı şeyi anlatması ve her ne kadar ilk iki dil olmasa da Antik Yunancanın çok iyi bir şekilde bilinmesi ve kolayca çevrilebilecek olmasıydı.

    Şifreyi Çözen Jean-Francois Champollion’e Daha 16 yaşındayken 12 dil biliyor ve “Mısır yazısını ben çözeceğim” diyordu.
    İngiliz T. Young 1814’te ilginç bir buluş yapmıştı. Rosetta Taşı ve diğer metinlerde, bazı kişilerin isimlerinin etrafı elips şeklinde çiziliyordu ve buna “kartuş” deniliyordu. Firavun ve bazı yabancıların adları kartuş içindeydi. Bu buluşa rağmen Young, resimleri sembol sandığı için şifreyi çözemedi.
    Champollion’un üstün yeteneği burada kendini gösterdi. Farklı metinlerdeki kartuşları inceledi ve hiyeroglifteki resimlerin harf veya heceye karşılık geldiğini anladı. Bir kartuşta, ortasında nokta olan küçük bir daire dikkatini çekti.
    Daire, genellikle güneşi temsil eder ve “RA” olarak seslendirilir. Kartuşun sonundaki iki resmin “S” harfini temsil ettiğine de emindi. Adı “RA” ile başlayan ve “SS” ile biten önemli kişiyi bulmak zor olmadı. Bu kişi “RAMSES” ten başkası olamazdı. “RA...SS” ortadaki bilinmeyen sembol “M” harfi olmalıydı. İnanılmazdı, ama şifreyi çözmüştü ve gerisi kolaydı.
    Hiyeroglifteki resimlerin harf veya heceyi temsil ettiği ve yazının “fonetik” olduğu kesinleşti.

    Rosetta Taşı, destekçi rahiplerin toplantısını özetleyen bir fermandır. Çocuk firavun V. Ptolemy’ye karşı bazı rahipler vergi nedeniyle isyan çıkardı. Firavunu destekleyen rahipler, Menfis’te toplanıp bağlılık bildirdi. Fermanda, firavunun isyanı bastırışı, rahiplere verdiği destek, tutukluları serbest bırakışı, vergileri azaltışı ve vergi borçlarını affedişi anlatılır.
    Firavuna dua etmek ve doğum gününü kutlamak hakkında detaylar da vardır. En sonunda “Ferman, üç dilde taşa kazınacak ve tapınaklara yerleştirilecek” denilmektedir.

    Champollion, bu taşta bulunan ve özel isimler içerdiği saptanan kartuşlardan, Eski Mısır Koptik dilinden, Yunanca çeviriye sahip olan Filay dikili taşından ve Mısırlı tarihçi Monetho’nun Mısır firavunlarınının soy ağacını çıkarırken anlattıklarından yola çıkarak geniş bir dilbilim çalışması yürütmüştür.
    Champallion’ın hiyerogliflerin çözümüne çeviriyi doğru kullanma, diller arasındaki etkileşimi dikkate alma ve dilin yaşayan bir unsur olduğunun ayırdına varma gibi dilbilimsel özellikleri analiz ederek ulaştığı görülmektedir.
    Champallion fakirlikten dolayı küçükken okula gidemediğini özellikle belirtmekte fayda görüyorum. dünyanın bilinmeyen 3.000 yıllık tarihini aydınlatan birinin hayat hikayesi bir başka entry konusu…

    rosetta taşının belgeselini aşağıdaki linkten izlemek mümkün.
    rosetta taşı belgeseli