pearl harbor saldırısı

  • Japon İmparatorluk Deniz Kuvvetleri'nin 7 Aralık 1941 (Japonya saatiyle 8 Aralık 1941) sabahı Hawaii adalarının Oahu adasında bulunan Pasifik Filosu ve Pearl Harbor askerî üslerine karşı düzenlediği sürpriz saldırıdır.

    saldırının amacı ise, Büyük Okyanus'ta kuvvetle muhtemel olan bir Amerikan askeri müdahalesini önlemektir. Saldırı sonucu 12 Amerikan savaş gemisini ciddi şekilde hasara uğratmış veya batırmış ve 188 savaş uçağını imha etmiş ve 2.403 Amerikan askeri ile 68 sivilin ölümüne neden olmuştur. Bununla beraber Pasifik Filosu'nun üç uçak gemisi, üssün önemli tankerleri, denizaltılar ve fabrika gemileri gibi unsurları limanda değildi ve zarar görmekten kurtuldu.
    bu saldırının birçok filme konu olduğunu da görebiliriz.
    saldırı sonrası abd yaptırımı olmuştur ve japonya'ya atom bombası atılmıştır.
  • saldırının gerçekleştiği 7 aralık tarihinden 3 gün öncesinde, mihver devletlerden italya'nın dış işleri bakanı (bkz: kont galeazzo ciano)'nun kişisel günlüklerine yazdığı japonlarla ilgili anıları yazacağım ve inceleyeceğim başlık olacaktır. peki bunları neden bu başlığa yazıyorum?

    şu yüzden; japonlar bu saldırıyı gerçekleştirip abd'yi savaşa çekmek yerine(abd savaşa her türlü girecekti ama, daha geç girseydi durum farklı olabilirdi) rusya'ya karşı asya'da savaşa girseydi, neler olabilirdi onu irdeleyeceğim. japonlar pearl harbor'u gerçekleştirerek beklemede olan fakat savaşa müttefikler yanında girececği mutlak olan devi uyandırmış ve afedersiniz ama sik gibi bi iş yapmışlardır. almanlar rusya içlerine bu kadar girmişken ve ruslar japon tehlikesine karşı jukov ve ordularını asya'da tutarken japonlar en azından oyalama taarruzu yapsalardı; almanlar doğudan gelen kış şartlarına alışık jukov ve orduları ile karşılaşmasaydı stalingrad'ı, moskova'yı, kafkas petrollerini ele geçirebilir miydi? bence geçirebilirdi. başta da dediğim gibi; bunları bu başlığa yazıyorum çünkü kabul edin ya da etmeyin pearl harbor bir dönüm noktasıdır. o zamanın en büyük askeri üretim gücünü elinde bulunduran fakat uyuyan gücü olan abd'yi dürtmüş, savaşın içine çekmiş ve almanları, beceriksiz italyan, romen ve macar birlikleri ile birlikte iki cephede tek başına bırakmıştır. kont galeazzo ciano'nun 3 aralık itibariyle günlüğüne japonlarla ilgili yazdıklarını gün gün inceleyelim.

    p.s: bu günlüğün tamamını okumak isteyenler; kronik kitap 3-4 sene önce bu anıların tamamını yayınladı. ww2'ye meraklı olanlar mutlaka okumalı. bu adam hem ww2 italya dış işleri bakanı hem de mussolini'nin damadı. önemli bir kaynak. uzun bir entry olacak. hazırsanız başlayalım;

    3 aralık 1941
    "japonlardan sersemletici bir hamle. Japon büyükelçi, Duce tarafından kabul edilmek istendi. Bunu müteakibbden, Duce'ye abd ile japonya arasındaki görüşmelere değinen uzun bir beyanat okunduktan sonra bu müzakerelerden hiç bir netice alınamadığını belirtti. Ardından, tripartite paktı'nın ilgili maddesi gereğince, japonya ve abd arasında savaş çıkar çıkmaz italya'nın abd'ye savaş ilan etmesini istedi ve ayrıca bu devletle müstakil bir barış yapmayacağımıza ilişkin bir antlaşma imzalamamızı teklif etti. bu talepleri italyancaya tercüme eden mütercim yaprak gibi titriyordu. duce, büyükelçiyi genel olarak temin edip, mesele hakkında berlin'le görüşeceğini belirtti. duce, büyükelçinin tebliği karşısında memnun olup, "böylelikle 1939'da öngördüğüm kıtalar arası savaş başlıyor." dedi. peki, bu yeni vaziyetin manası nedir? roosevelt'in hamlesi başarılı oldu, savaşa doğrudan giremediği için, japonya'yı kendine saldırmaya mecbur ederek dolaylı yoldan muvaffak olacak.

    ...Hitler, orduları sovyet taarruzunun baskıları altında geri çekilmeye devam eden general kleist'ı görmek üzere güney cephesine gittiğinden berlin'den gelen yanıt gecikti."

    4 aralık 1941

    "japonların adımına berlin'in tepkisi son derece itidalli oldu. belki başka davranamayacaklarından ötürü japonların istediklerine razı olacaklar fakat amerika'yı savaşa girmeye kışkırtmak düşüncesi almanlar nezdinde gittikçe daha az kabul görüyor. öte yandan mussolini ise bundan memnun...."

    anlıyoruz ki bu evrede almanlar rus baskısından bunalmış ve abd'nin yerine japonların asya'da rusya'ya bir cephe daha açmasını istiyor.

    5 aralık 1941
    "... ribbentrop'un sabırsızlığı yüzünden gecem bölündü. japonlara verilen cevabı iki gün erteledikten sonra şimdi bir dakika daha sabredemeyip japonların savaşa girmeleri ve tarafların müstakil barış yapmamalarına ilişkin tripartire paktı planı taslağını gecenin üçünde mackensenn'le evime gönderdi. "

    8 aralık gecesine kadar japonlar ve amerikalılarla ilgili bir not almamış ciano.

    8 aralık 1941

    "geceleyin telefon eden ribbentrop neşe içerisinde japonya'nın abd'ye taarruz ettiğini bildirdi. öylesine mutluydu ki, her ne kadar bunun bize sağlayacağı faydadan pek emin olamasam da, kendisini tebrik etmekten geri duramadım. bir şey kesin, amerika savaşa gireecek ve savaş amerika'nın tüm potansiyelini sahaya yansıtmasına olanak verecek kadar uzun sürmeyecek."

    11 aralık tarihine kadar italya'nın ilgisi başka yerlerde. genel olarak fransa ve afrika'da.

    11 aralık 1941

    ".... mussolini kendisini amerika ve japonya arasındaki savaşla meşgul ediyor."

    bundan sonra saat 14:30'da abd maslahatgüzarını çağırıp italya adına abd'ye savaş ilan ettiğini ve maslahatgüzarın bu ilana; "bu çok trajik" şeklinde cevap verdiğini anlatıyor. duce ise; o gün palazzo venezia'da bir halka sesleniş yapıyor;

    "...konuşmanın çerçevesi japon yanlısıydı. japonların denizde kazandıkları zaferler, italyanların hayal gücünü uyandırdı.

    ... ribbentrop akşamleyin tripartite paktı'na mensup diğer ülkelerin abd'ye savaş ilan etmesini önerdi. peki ya ispanya?"

    28 aralık 1941'de japon büyükelçi sovyetler ile müstakil bir barış antlaşması ihtimalini italyan hükümetine sunar. duce ve damadı ciano olumlu yaklaşır buna. fakat bu ihtimal 2 ocak 1942'de suya düşer.

    buradan sonrası zaten hüsran. devamını merak eden kronik kitap'tan çıkan ciano'nun anılarını okuyabilir.