evrim teorisi
-
Hakkında bir çok yanılgı olan teoridir. Bunlardan en çok dile getirileni "evrim çok saçma, ne yani maymundan mı geldik biz şimdi" şeklinde beyan edilendir. Cevaben; "dünya da biyolojik canlı yaşamının ilk adımı olan fotosentez yapmayı öğrenen ilk hücreden geldik" derim ayrıca;
"maymunlar da aynı hücreden geldi ama biz maymundan gelmedik. Maymun, evrimsel süreçte biz insanlar kadar başarılı olmaya en yakın canlılardan biri ve diğer tüm canlı türleri gibi akrabamız" Diye de eklerim.
Aslında bunları ben demiyorum Charles Robert Darwin diyor. -
nedendir bilinmez evrimi kabul eden birisi o zamana kadar dini öğretilerden hangisine inanıyor ise bırakmak zorundaymış gibi davranıyor. aklı çalışan herkes ateist olmak zorundaymiscasina yanlı davranıyorlar. bilemiyorum altan ama evrimi kabul edip dinine inanan insanlar da var. mesela bunun gibi.
büdüt: semavi din demememe rağmen öyle anlayanlar var. tekrarlıyorum, herhangi bir dini öğreti diyorum. -
Bana darwin den çok adnan hoca ve müritlerini hatırlatan başlık. -
evrim teorisini genellikle ateistlerin argüman olarak kullanma nedeni, semavi dinlerdeki adem-havva olayını reddetmesi ve bunu kanıtlamasıdır. çünkü evrim primatlardan oluşmaktan bahsederken, semavi dinler insanın cennetten kovulması ve dünyaya gelmesini savunur.
ne yazık ki teori ve hipotez kavramları karıştırılıyor ülkemizde. hipotezler bi konu hakkında varsayımlar iken, teoriler bunun bilimsel temellerle kanıtlanmış halidir. ancak kanunlaşma süreci ciddi anlamda uzun bir süreçtir, özellikle biyoloji alanında kanunlaşma cidden zordur. şuan büyük patlama bile herkesçe kabul edilse de o da bir teori olarak geçer. özet olarak; kanunlaşmış olmaması, teoriyi geçersiz yapmaz. -
charles robert darwin'in ciddi araştırmalar yaptığı teoridir.
Evrim teorisi hakkında şüphe duyanların, Londra Doğa Tarihi Müzesini ziyaret etmesini tavsiye ederim. -
Darwin'in 1859 yılında Türlerin Kökeni (Doğal Seleksüyon) adlı eseri ile ortaya çıkmış teoridir.
Kitapta teorinin zorlukları başlığı altında Darwin karşılaştığı zorluklardan bahsetmiştir.
(bkz: darwinizm) -
(bkz: hadi ya baak sen) dediğim başlık "dünya da biyolojik canlı yaşamının ilk adımı olan fotosentez yapmayı öğrenen ilk hücreden geldik". Güzelmiş bu muhteşem canlı olan biz şans eseri fotosentez yapan bi tane hücreden gelmişiz , bu ay güneş dünya yağmur hava atmosfer katmanlar hepside tesadüf büyük bi patlama oluyor bunlar oluyor. Şimdi herkesin görüşüne saygı duyuyorum , lakin ben buna inanan birinide fotosentez yapan tek hücreliden başka birşey görmüyorum hâlâ evrimleşmemiş insanlar var demek ki ... -
Hipotezdir o teori olsa duramazsın -
(bkz: celal şengör) -
biyoloji konusunda darwin'in türlerin kökeni kitabıyla ortaya attığı teori,iddia...dünya tarihinde evrim teorisinden daha gülünç,daha uçuk bir iddia vaki olmamıştır, masallar kategorisinde en başlarda yer alacağı kesin, alayını okudum; 1.sıraya bir varmış bir yokmuş mantığıyla evrim masalını çay eşliğinde okuyup darwin amcanızı yad edebilirsiniz... -
Üzerinde konuşulmaya bile değmeyecek iddaadır. Evrim teorisi, bu teoriyi reddeden insanları bilim teknik düşmanı olarak nitelendirmek için sıkça kullanılan bir argümandır. Bir kesim de bunu savunarak entellektüel olduğunu sanır. Evet evet, çok entel ve ilericisiniz. Acaip derecede uygar falansınız. Aferin sizlere. -
şimdi yer çekimi kanunu ile evrim hipotezini(kuramını) karşılaştırmak biraz saçma değil mi. Hipotez vs kanun demek elma vs armut demek gibi bir yaklaşımdan ibaret. Yer çekimini einstein'ın ortaya attığı yer çekimi dalgaları ile matematiksel ve bilimsel olarak ispat edebilirken evrim kuramı daha çay içilirken dinlenecek bir hikaye. Bunlar hep bilimin bize öğrettikleri. Ayrıca bir hekim olarak öğrendiklerim sonucunda bir şeylerin tesadüf olmayacağını ve bizim duyularımız ile sonsuz ile ifade ettiğimiz varsayımın aslında gerçek sonsuzluk olmadığını farkettim. Ayrıca pascal da bu konuda bir çalışma yapmış. Hedonizm yani fiziksel yaşamdan zevk alma konusunu yerin dibine sokmuştur.
“Pascal beklenen değer teorisini kullanarak hayatını dine adaması gerektiğini kanıtladı. Her matematikçi gibi o da, bu soruyu bir formüle indirgedi.”
Hangisi daha büyüktür?
a) Beklenen değer (hedonizm yani fiziksel yaşamdan zevk alma)
Ya da
b) Beklenen değer (dini hayat)
Varsayım…
a) Olasılık (ölümden sonra hayat yok) * (hedonizmden alınacak zevk) +
Olasılık (ölümden sonra hayat var) * (sonsuza dek lanetlenmek) Ve
b) Olasılık (ölümden sonra hayat yok) * (dinden alınacak zevk)
Olasılık (ölümden sonra hayat var)* (sonsuz mutluluk)
Pascal’ın mantığı çok basitti: Eğer (a) (b)’den büyükse o zaman hedonizme devam edecekti, ama
eğer (a) (b)’den küçükse o zaman dindar olmalıydı.”
“Ama değişkenlerin değerlerini bilmeden bu denklemi nasıl çözdü?” diye sordu Michael.
“Birkaç varsayımda bulundu, örneğin, sonsuz mutluluğun değeri pozitif sonsuzdu ve sonsuza dek
lanetlenmenin değeri negatif sonsuzdu.”
Sonsuz mutluluk = +00
Sonsuza dek lanetlenmek =-00
“Eğer bir denklemde sonsuzu kullanırsanız bu diğer her şeyi etkiler, çünkü çok büyük bir sayıdır,
böylece (a) hedonizmin beklenen değeri negatif sonsuz ve (b) dini hayatın beklenen değeri pozitif
sonsuz.”
(a) hedonizm = -00 ve (b) din = +00
o zaman
{a)< (b) böylece... (b) beklenen değer (hedonizm) < beklenen değer (dini hayat) "Anladınız mı? Ölümden sonra insanın ruhunun yaşamasının veya her hangi bir şekilde bir hayat olmasının olasılığı ne kadar az olursa olsun, Pascal’ın dine bağlı bir hayat yaşamasından beklediği getiri, yine de dünyevi zevklerle hedonistik bir yaşam sürüp de sonsuza dek lanetlenmeyi göze alacağı bir durumun getirisinden daha büyüktür.”
Şimdi entry i sonuna kadar okuduysan hangi dine inanacağına karar vermek için araştırma yapmaya başla. ben sana yardımcı oluyum islam tarihinden başla bütün dinler hakkında gerçekleri ile birlikte bilgi bulabileceğin bir tarih okumuş olursun. -
Seyid Ahmet Arvasi hocaya bir öğrencisi "hocam bir teori var ve insanın atası maymundur diyor" der.
Hoca bu soruya "o teoriye göre çınar ağacının atasi da maydanozdur " der. -
Herkesin darwin ile ele aldığı konu fakat evrim teorisi sadece onla kalmayıp çok daha gelişmiş olmaktadır. Zaten darwinde kendi kitabında, kendi iddiaasını çürütmüştür mikroskobun icadıyla. -
Canlıların ortak atadan türediğini bilimsel metodlar kullanarak kanıtlamaya'*' çabalayan, kanıtları fosiller ve genom haritaları üzerindeki çalışmalar olan öğreti ve inanç sistemidir.
evrim teorisinin bütün sırrı mutasyon ve adaptasyondur. kısaca bu durum izah edilirse eğer; arkadaşlar diyorki! genler mutasyona uğradıkça yapısında ve sayısında değişiklikler oluyor. (bkz: gen) bu değişiklikler, canlının yüzyıllar içinde yeni bir türe evrilmesini sağlıyor. durum örneklendirilirse, (bkz: çernobil) faciası malumlarınız. radyasyon nedeniyle bozulan genler, türlerde gözle görülür değişimlere neden oldu. bu değişimler canlı özelinde bakılırsa, olumsuz yönde gelişti. beş ayaklı yürüyemeyen kuzular, büyüyemeyen bitkiler filan. mutasyon sonucu oluşan bu beş ayaklı kuzudan, yeni bir tür gelişecek evrim teorisine göre. yüzlerce yıl sonra, eğer bu kuzu doğurgan olarak kalabilirse ki, mutasyona uğrayan genler üremeyi de etkiliyor ama, yeni bir tür olan zuzulara merhaba diyeceğiz. ha bu arada o beşinci ayak ne işe yarayacak? belki hayvanın sırtına doğru kayacak kol olacak belki de evrimcilere doğru kayacak yol olacak! kim bilir.
bir başka mevzu da gen sayılarının veya (bkz: genom) benzerliği durumu. bunu da şöyle izah edelim. şimdi elimizdeki 100 gr pirinçte ki taneleri sayıyoruz ve 120 buluyoruz. yine 100 gr arpa tanesini sayıyoruz 121 buluyoruz. derinlerden bir ses yükselerek bingo! pirinç ile arpa ortak genom yapısına sahip o nedenle de bunlar ortak ata ya sahiptir.
+hayda ama bunların tadları farklı!
-yok değil! sen kaç kitap okudun ki nerden bilecen tadı tuzu! bak ben sabah akşam bunları haşlayıp yiyorum, hem ortak bir tad var bunlarda.
+iyi de bunların rengi de farklı!
-ya biz ne diyoruz burda cahil insan. bak renk geçişlerini görüyormusun ne de güzel beyazdan sarıya geçmiş yıllar içinde. suyun içinde kalan pirinç rengini korumuş, çorakta yetişen arpa adapte olmuş geni değişmiş. neyse ben kime anlatıyorum bunları ya!
+bak! bunların yetiştiği bitkiler de birbirinden farklı.
-biri suyun içinde kalmış, diğeri de susuzda kalmış yıllar içinde ayrışmışlar işte dedik ya. Ataları ortak onların.
Her ikisi de buğdaygiller familyasından olan (bkz: Evrim ağacı ) bu iki bitki, ya aynı türdür ya da farklı türlerdir. Ancak evrim teorisine göre aynı ortak atadan gelen farklı iki tür olarak kabul edilir.
evrim teorisi işte kısaca bu! yapılan araştırmalar ne kadar bilimsel olursa olsun, bulunan kuramlar ne kadar karmaşık ve multidispliner yapıya sahip olursa olsun gelinen nokta bu. gel de inan şimdi bunlara.
evrim teorisinin bir kısmı doğrudur bir kısmı ise yanlıştır. Hayır! Teori bir bütündür parçalanamaz. ortak ata ve türlerden yeni türlerin oluşumu teorinin temel kuramlarıdır. ama verilen örnekler hep türlerin kendi içindeki adaptasyon '*' yoluyla değişimleridir. kurtlar ile köpekler aynı türden canlılardır. fillerin dişlerinin kısalması bir adaptasyondur. türler arası geçişe örnek gösterilen ara form dedikleri canlılar ya soyu tükenmiş türler ya da mevcut türün o zamanda ki formudur. şimdi türler içinde kalan değişimleri bildiğin halde, yok bunlar türler arası geçiştir dersen bu yalan söylemek değilmidir. bakınız! türler adaptasyon yoluyla gelişir, yeni durumlara uyum sağlar. mutasyon yoluyla da değişir, sonuç rastgeledir. çoğunlukla değişimler canlının hayatını olumsuz etkileyecek türdendir.
evrim uzun uzun süreçlerde devam ettiği için aha balıktı kuş oldu gibi durumları yakalayabilmemizin imkansız olduğu söylenir bu çok muhteşem nobel ödüllerine doyamayan arkidişler tarafından. hatta bazıları mükemmel formlara ulaşıldığı, bu nedenle de bazı türler için evrimin çooook çok yavaş ilerlediğini, hatta durduğundan dem vurur ki bu arkadaşlar, çok kısa sürelerde genetik yapısı değişen tek hücrelilere ve virüslere adamışlardır kendilerini. hatta bunlar hücreyi mutasyona uğratıp, genleri değişti diye nobel filan da almaktadır. neyse konu o değil. evrim teorisini uzun süreçleri kapsaması ve bu durumun canlı hayatının başlangıcının çok eskilere dayandığının bu teori aracılığıyla belgelenmesidir. aslında ortak ata ve türler arası geçiş filan diye saçmalamasa güzel ve eğlenceli teoridir kendileri. dinsel mevzularda söylenegelen bir çok soru işareti ortadan kalkmıştır bu çalışmalar sayesinde. yeni ilaçlar bulunmuş, aşılar geliştirilmiş ve insanlığa katkı sağlanmıştır. bir çok bilimsel disipline etki eden bu teori ile, mutasyon ve adaptasyon yoluyla genlerin değişimi ve türlerin gelişimi günümüzde artık aksi iddia edilemeyecek şekilde belgeleriyle birlikte ortaya konmuştur. karşı çıkılan ise türler arası geçiş ve ortak atadır sadece. yoktur böyle bir durum ki bu teorinin kuramı değil bir hipotezidir. yani daha çok belgeye ve delile ihtiyaç vardır. ha! olamaz mı! olabilir tabi ki de ama nerede gözlemlenebilir kanıt? bu nedenle hipotezi ve kuramı önce bir ayıralım sonra konuşalım.
(bkz: hipotez) (bkz: teori) -
"canlıların ortak atadan türediğini bilimsel metodlar kullanarak kanıtlamaya(*yersen) çabalayan, kanıtları fosiller ve genom haritaları üzerindeki çalışmalar olan öğreti ve inanç sistemidir."
Şunu okuyan her aklı başında kişilik üstteki giriyi okumayı bırakır.
-
Afrika kökenli insanların babalarını korumak için ortaya attiklari bir varsayımdır. Bunu bir de annelerine sormak lazim, o gece tek amaci ayak yoluna çıkmaktı nerden bilebilirdiki bir maymun tarafından ifal edileceğini -
Yasadır. -
(bkz: yuval harari)
(bkz: sapiens)
bu konuda etkileyici bir yazar ve kitabı(en önemli özelliği de çevrildiği her dil için o kültüre ait örnekler kullanılması) -
(bkz: Teoman duralı) hocanın da bahsettiği gibi aslında hipotez olan önermedir. Teori, araştırma konusu üzerinde yapılan deney veya gözlemlerin sürekli aynı sonucu vermesidir. (bkz: pisagor teoremi)