blog sözlük itiraf

#blog sözlük sırala başlıkta ara
/ 148
  • Blog sözlük dedikodu grubu kurayım diyorum, "saçmalama lan" demeyenlerinizin fikirlerini beklerim.
  • Dün çok şey değişti. Odamdaki Bütün posterleri yırttım.ilaçlarımı bıraktım (hepsini çöpe döktüm umarım yarın gece taklaya gelmem) çok özlemiştim bir oturum da ağladım. Hatta disney'de sevimli canavarlar vardı, yarısını izledim. Bir godiva çikolatasını mideye indirdim. Zihnimi temizledim. Hatır için yaşamaktan fazlasını yapıyorum ve bu yolun nereye gittiğini biliyorum artık.
  • Dogayla icice olmak, bas agrisi yapan her seyden (bkz: dersler, odevler, trafik, dertler, kilolar, kediler -bazi luzumsuz insanlar da bu kategoriye dahil-, teknoloji) uzaklasmak istiyorum. Yasamimiz geregi bize yuklenilen buyuklu kucuklu birsuru sorumluluk var. sehrin kalabaligi, kafamizdaki dusuncelerin gurultuleri, yollarin uzunlugu icinde kaybolmusuz adeta ve bu yogunlukta unutmusuz bircok seyi. Bugun evde kuduruyorken ayagimi sakatladim. (bkz: serçe parmağı çarpmak) simdiyse yuruyemiyorum. Resmen dort duvar icerisinde nasil yasanir unutmusum. (bkz: ahıra kapatılınca çıldıran at) boyle dagin tepesinde, gunese yakin insanlara uzak, elimi uzatsam bulutlara dokunacagim, yesillikler icinde bi ormanda yasamaliyim ben. Acik havada lahmacun keyfi yaparim. Canim sıkıldıkca dagdan asagi yuvarlanirim, sapandan falan atlarim. Ne guzel olur.
  • İtiraf ediyorum, geceleri yatağıma yattığımda uyku tutmuyorsa ve yorgun da degilsem ve de moralim çok bozuk değilse instagram'da #hamburger etiketi altındaki hoşuma giden gönderilere çift dokunaraktan beğeniyorum. En son da şunu beğendim. Bu arada ben instagram da takip ettiğim kişilerin gönderilerine dikkat edip de beğenen biri değilim. Pek benimkilerin beğenilmesi de umrumda olmaz. Galiba blogumda o yüzden yorum yapan kimseler yok. '*''*'
  • Merhabalar ey sevgili sözlüktaşlarım;
    Gün geçmiyor ki bendeniz, trene, yeppppisyeni bir maceraya atılmayayım. Bugünkü itirafım benden gelsin, babama gelsin, 'trene yanımda oldukça sırtım yere gelmez, geçtiği sokağı bırak yürüdüğü kaldırımı unutmaz be, hey maşallah tosunuma' diyen babama...
    Çok çok sevdiğim bir insana sosyopix denilen bir siteden hediye aldım ki beni böyle uğraştırmalı şeyler kanser eder. Neyse efendim bendeniz yurtta yok iken yurduma gelmiş hediyem, MNG kargo aracılığı ile. Ben de yurtta değilim DEDİYSem şehri terk etmiştim yani öyle bi yokluk:d e haliyle yurt idaresi kabul etmemiş ve postam bana bir mesaj bırakılarak şubeye alınmış: kargonuz merkez şubededir. Tabi 12sinde gelen kargoyu 17sinde almaya gidince ben merkez şubenin de merkezine göndererek iade kamyonuna yüklemişler güzelimi:( ee nerde bu kargo, nerden alıcaz olm şimdi diye dolanırken bana dediler ki organize sanayi 1. Cadde 11. Sokak:') hayatımda sanayiye gitmeyi bırakın, dolmuşuna binmedim. Yoldan gelmişim, elimde kocaman el bavulu, sırtımda üç çanta... Bir saatim var kargonun yola çıkmasına, posta sevilen bir insana. Eee tabi bizim cengaver durur mu? Yüklendiğim gibi koştum organizeye. Dolmuşçu abi sağ olsun indirdi beni önünde. Bütttün kamyonu boşaltıp içten içe söven manalı bakışlar eşliğinde teslim ettiler canım kargomu. Bende bir mutluluk, bir neşe! Dedim 'ağğğğyyybi çok teşekkürler, buradan x'e nasıl çıkarım'*'?'
    "Ooooğğğğ güzel kardeşim o indiğin dolmuş var ya, heh o. Saat başı geçer, sonrakini bekliiicen"

    AY PARDON DA HÖNK?!?!

    Ben yine cengaver, yine yiğit, yine bi cesaret. Üç adım merdiven çıksa on adım yuvarlanan ben, dedim 'yürüsem kaça olur ağğybi:d'. Ufaktan bir sezercik havası esti tabi burun çekmelerime istinaden. Abinin şehrin yerlisi olmasından kaynaklanan özgüveninden mi desem ne desem tam bilemedim ama on dakikalık yol demesine kanarak başladım ben yürümeye. Yanımdan geçen kamyonlar, üzerime üzerime koşup sonra 'ehueheuehue nasıl korktu ama len' diyen köpek sürüleri, yolda insan formunda hiçbir canlıyla karşılaşmamak, gpsin bile nerede olduğumu algılayamaması ve üzerime üzerime 'vurun Kahpeye ehueheueheueheueu' esprisi yaparcasına yağan yağmurdan sebep olsa gerek korna sesiyle kendime geldiğimde yolun ortasında allahım al canımı pozisyonunda oturuyordum sözlük... Ben hayatımda böyle kaybolmadım. Böyle kaybolmayı geçtim, ben hayatımda hiç kaybolmadım ki! Sürekli yeni şehirlerde yaşamaktan, köpeklerle kapışırcasına yön bulan ben kayboldum. Çaresizim resmen ama nasıl çaresizlik! 70 saniyede 2 gol yiyen real Madrid çaresizliği, o kadar diyim. Kimi arıycam, arasam ne diycem, nasıl yardım etsinler yani... En son ciddi manada kendime geldiğimde bomboş sanayi binaları arasında ezan sesi yankılanıyordu. Mahsun Kırmızıgül filmlerinde istanbula yeni gelip de şehrin sesinden afallayan köylü var ya hani, işte o ben. Etrafımda döne döne kapattım gözlerimi, dedim neresi çıkarsa yürüycem kaçarı yok daha beter ne olsun? Yürüdüm. Çok yürüdüm. Durduğumda kargomu alalı 3 saat 14 dakika olmuş idi ve ben, trene, x'e varmış olmanın heyecanıyla bulduğum ilk kaldırıma oturup hava kararana kadar ağladım.

    Bunu itiraf etmem gerekiyor idi çünkü aile içinde duyulsa karizmam falan çizilir, manyak mısın? Ay çekil bak gözlerim yanıyo...
  • Bir süreliğine entry girmeme kararı aldım. Bakalım sığ kafada ki nesneler, kişi sıfatındakiler daha ne kadar at koşturacak buralarda. Saygı ve sevgiyle.
  • platoniğimi official olarak bıraktım. İnat haline getirmeye gerek yok doğru kişinin o olmadığını öğrendikten sonra.. Hem, bana karşı aynı duyguları hissetmediğini ve senelerce(nasıl becerdiysem) davranışlarını yanlış anladığımı da öğrendiğime göre aklımda pek bir soru işareti de kalmadı.. "O" kızın kim olduğu dışında...
  • Girdilerinizin çoğunu ünlü nur yerlitaş suratıyla okuyorum, bir kısmınızın zeka yaşı hakkında da hoş fikirlerim var.
  • Öleceğiz, sonra bizi tanıyanlar ölecek, sonra da çocuklarımız, torunlarımız. Bizi bilen en son insan da ölünce dünyaya hiç gelmemiş gibi olacağız.
  • Bazen aynı rüyaları tekrar tekrar gördüğüm olur. Bugün de yine onlardan birini 3. Kez gördüm. Normalde rüya gördüğümü fark ederim ve sonunu bildiğim o rüyayı aynen izlerim. Ama bu sefer bir değişiklik oldu bir baktım ki kendimi geliştirmişim'*' rüyayı kontrol etmeye başladım ve bir sürü saçma sapan şey oldu. Önce başrol beyefendiyi prison breakdeki başrol abimiz yaptım. (aksiyonlu bir rüya olduğu için onu seçtim galiba) neyse koşuşturmaca başladıktan sonra iyi ve kötü karakterlere ya günlük hayattan tanıdığım ya da yabancı dizilerden seçtiğim insanlar koymaya başladım. En son yakalandığımız kısma gelince de kendim çıkıp yerime ünlü bir kadın koydum ve başrolü değiştirerek brad pitt yaptım. Burdan sonrası tam bir türk filmi. Bizi yakalatan kadın kendi yerime koyduğum ünlü kadının annesi çıkıyor ve acılı bir arka fon müziği koyuyorum ve brad pitt ağlamaya başlıyor, kız şok olup annesine bakakalıyor falan ahshshdsj. alarm çalmasa daha neler görecektim kimlere neler yaptırırdım bilmiyorum'*'
  • Geçtiğimiz cuma günü dolar kuruna girdim, o gün bugündür kumar batağına düşmüş gibiyim. Kuru takip etmedigim her dakika elim ayağım titriyor.
  • bi telefon sizi bağzen yaşama döndürebilir!!11!1
  • Sanırım çok yol yordam bilir bir tipim var. ne zaman sokağa çıksam, biri durdurup yol soruyor.
  • Kimsenin vertigo ile sinanmasini istemezdim. Kimseye olmasın bu boktan şey.
  • Son zamanlarda nickimin hakkini layigiyla veren davranislarda bulunuyorum. Hic hos degil. Kendimi kiniyorum. Yapabilsem kendi kafama ucar, kendimi patlatirim. (bkz: blog sözlükle dertleşen yazar)(bkz: blog sözlük'ü günlük gibi kullanan yazar)
  • Günlerdir, hatta birkaç haftadır, yoğun bir şekilde The Killing dizisini izledim. Az önce de 4. sezonun finalini izleyerek tamamlamış oldum. Şu şarkı çalıyordu. The Jezabels - Peace of Mind

    Sonu her şeye rağmen çok güzeldi. Yarın kalkınca tabii ki özleyeceğim. Alışkanlık ve beklenti yaptı sonuçta. Duygusal etkisinden aynı rahatlıkta bahsedemiyorum. Ben dönüp dolaşsam gidebileceğim kimsem yok sözlük. Hayatım hep ineklemekle geçti sayılır. Lisede arkadaşlıklar dostluklar geçici dendi, boş verdim, üniversitede kopuk yaşadım mecburen, eski sevgililerimle arkadaş kalamıyorum, o çok şey paylaştıklarım da yok. İşin kötü tarafı, bir daha da kimseyi sevemeyecek oluşum. Yok öyle saçma salak sevmelerden bahsetmiyorum. Ya da birilerine karşı insansı pozitiflik'*' sunamayacağım. Bildiğin sevemeyeceğim, sevmeyeceğim çünkü. Zaten sevecek birini bulmak çok zor da, bendeki artık ciddi bir ruhsal anlamda güven sorununa dönüşmüş durumda. Kökten silip atma gibi bir kötü huyum var. O yüzden ben de kapatıp o defteri, sevmiyorum diyebiliyorum.

    Belki bir şekilde şans eseri sevilirim biri tarafından. Ama sevebilir miyim tartışılır. Aslında bu ruh haliyle blog yazmam lazımdı. Ama iOS 10.3.2 yayınlandı. Telefonuma DFU modunda format atmam lazım. Sonra yatarım zaten boş hayaller kurup.
  • Uzun itirafları okumuyorum.
  • aslında bende duvarın bir köşesine veda mektubu yazıp intihar edecek tip var.
  • Son günlerde tam anlamıyla bok gibiyim. Bok gibi hissediyorum bok gibi yaşıyorum bok gibi değer görüyorum. Sigarayı bırakırım diyordum bir hafta kadar önce. Bok bırakırım. Kusura bakma sözlük. Senin de hiç küfür okumamış gözlerini üzdüm. Ama dedim ya herşey boktan...
  • buraya ne yazsam, kime neyi anlatsam, hayatımda hiçbir şeyin değişmeyeceğini biliyorum.
    ama neden bu tutumumda da ısrar ederim, anlamam.
/ 148