blog sözlük itiraf

#blog sözlük sırala başlıkta ara
/ 36
2244 entry daha

  • Photography ruk yayında..

    photographyruk.blogspot.com→
  • Bu sabah ilk kez derin bir şekilde aşık olduğum diyebildiğim, 2009 yılında amerika'da tanıştığım kişiden "how are you?" şeklinde bir mesaj aldım. Acaba bu mu beni mutlu etti yoksa getir'den 25₺'ye indirimli olarak aldığım kahve ve bademli/portakallı eti kare çikolata mı emin değilim.'*''*'

    Tek bildiğim bir şey var, 2009'den beri benim hayatıma giren 3 kişi neyse de, senin hayatına benim kadar seni seven kimse girmemiştir Cameron. Hele hele Amerika'yı 4 ayda çözmüş oluşumu da baz alırsak, bizim lanet ortamdan 1 tane düzgün adam çıkmayışını da hesaba katarsak... bu Türk'ü çok ararsın. Bunu tabi kendini beğenmişlik olarak görme sözlük. Ben duygularımı ve ortamımı ne yazık ki biliyorum.
  • Wanna replace among the gurus zone :-|
  • Yine eski tarkan şarkıları dinliyoruz... İşte kuzu kuzu geldim.
  • sakin. olmak istediğim bu. olmak istediğim yer de!
  • İnsanların samimiyetsiz hallerinden o kadar bunaldım ki o tiplerle konuşurken yüzümde aptal bir tebessüm oluyor. Sanırsın antidepresanını yeni almış biri var içimde.

    Bir de şu var: mesela biriyle muhabbet ediyorum diyelim, o biri tabi değer verdiğim biriyse, sırf mutlu olsun, gülsün, gülelim diye bir taraflarımı yırtıyorum. Ya hu bana ne! Değmez kimsenin bu hallerii, modlarını vs. yükseltmeye. Değmeeez!
  • Bir daha kimseyi sevmeyeceğim.
  • il mem'deki arkadaşlarım o kadar tatlılar ki, "siz prt scr yaptığınızda o ekranı panoya kopyalar" diyorum.

    "pano nerede biz panoyu göremiyor muyuz" diyorlar.

    "yok onu ancak Ctrl V yaptığınızda anlarsınız panoda ne olduğunu" diyorum.
  • sözlükte ki eski arkadaşlarımı çok özledim, kimseler kalmamış :(
  • "bu başlığa daha önce (15) entry girdiniz."
    bu başlığa bir şeyler yazmadan önce bu duruma bakmaz idim hiç, takılmazdım. şimdi niye ise takıldım. her neyse...
    neler olmadı -ki şu son 5 ayda hayatımda. çeşitli kararlar verdim. belki de verdiğim bu kararlarda başkaları tarafından zor'a* mahkûm bırakılarak iradem ve hâl'im dışında karar verdirildim. 'insanlara güvenmek gibi bir hata yaptım, akıllanmadım...' saf masumiyet anlarında insanların tabii suret ile diğer "insan kardeşlerini düşünecek", diye bir sahte-gerçekliğe kapılıyor idim.(yeni fark ettiğim...) terklere maruz kaldım, "aylak bey, ruh sağlığı hastanesinde bir süre kalmak ister misiniz?"e maruz kaldım, üniversiteyi bırakmaya karar kıldım, majör depresyon ve anksiyete bozukluğu tanılarına muvaffak kılındım. hiçbirini ben istemedim. 'karıncayı da ben incitmedim!'
    deliliğin sınırlarında dolaştığımın farkına vardım. bu çok gerçekçi ve korktucu anlarda kendi irademe hakim olamayışımın saf gölgesi üstünde renkler ve kokuların ne denli bunaltıcı ve baktığım her şeyin ne denli sahte olduğunun farkında vardım. -düzeldim zannediyorum, yaşadığım bir psikoz idi.-
    gene reçeteli ilaçlar kullanmaya başladım. "yas," sürecini tamamlayamam sebebi ile kendim ile aramı epeyce açtım. yusuf atılgan'ın, "aylak adam," romanını çok sever idim... hoş, halâ da sevmekteyim. ilk defa sözlük'e girer iken bu ismi almam tesadüfi bir anın temennisi değil de daha çok gerçekçi bir anın ortağı olmama katkı sağladığını şimdi görmekteyim.
    "aylak adam ismi sizin ne için ne ifade ediyor?" der iseniz, bu adam, yani 'aylak,' olan adam 'ben,' oluşumdan kendisini kendime çok yakın hissetmekteyim. şu an istanbul sokaklarında 'aylak aylak,' dolaşmaktayım. ah! ne hayaller ve ne de güzel bir hayatım var idi. evet! karadenizde gemilerim battı!
    "Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
    taşınacak suyu göster,kırılacak odunu
    kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
    bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
    tütmesi gereken ocak nerde?"
    yalnızlığın bu kadar canımı acıtması normal mi? çıkar peşinde koşan bunca insanın karşısına geçip, "sizler çıkarcısınız ve bu dünyada yaşamayı hak etmiyorsunuz!" desem, yeri midir? sıkılganlığım, 'kendilik,' halimin en olağan göstergesi midir? ölüm her şeyi alıp götürecek iken bu çaba n'içindir? yaşam bu kadar güzel iken 'ölüm fikrine,' fikrine kapılıp her şeye bir 'es' vermek niyedir? sahi, insan kendi hayatına n'için bir 'es' verir? tekrar geleceğim ve yazacağım. aklımda. tekrar sözlük'e geldiğimde 'mutluluk paragrafları' yazmak istiyorum. bunu çok yapmak istiyorum ve sizleri de bu mutluluğuma dahil etmek istiyorum... her ne ise. esen kalın efendim, kendinizi hiçbir yerde unutmayın, ışık ile...
  • What me dare to be exactly that me wanna be is.
  • biraz dengesizim ve her şeyi söylemek beni daha dengesiz biri yapıyor. ama içimde tutamıyorum düşüncelerimi. bu ikilemde yuvarlanıyorum. düşünce topuyum.
  • "Allah kurtarsın kardeş" cümlesindeki Allah'ın muarız durumdan kurtardığı gariban kul gibi hissediyorum kendimi.

    Olan şu: tekrar daireye geçiyorum. İl mem kurum binasına..

    Her şeyin hayırlısı demek lazım(ama ben psikopatça istiyordum 8-5 çalışmayı yani. Rahat tepenlerden olabilirim :-| ...)
  • birisi var. değerlim birisi. bu birisi çok zor zamanlar geçirdi. henüz istediği hayata sahip olamadı ancak o zor zamanlardan çıkmayı başardı. ve kendini boşverse de onu sağlayan özelliklerinden geçmedi hiç. bana şevk veriyor bu konuda. bazı şeyleri salıvermemek için. diyorum kendime geçecek bu süreç. sen yıkılsan da kahrolsan da bitecek. ama çıktığımda şu zamanlardan. bana kalan kendimin en iyi versiyonunu oluşturduğum bir şekilde tamamlamış olmak bu süreci. bol şans.
  • her gün aynı işi aynı şeyleri yapmak beni gerçekten çok yordu, bunalıyorum sabri abi. yeter beee.....
  • Neyim lan ben?
  • Nefret etmeye başladım pazar günlerinden iyice. Bir ihtimal bu pazardan itibaren değişebilir bu durum.
  • Seçim sonuçlarına kısmen üzüldüm. Sonuçlarının doğurduğu sonuçlara üzüldüm daha doğrusu.
  • Böyle yeter diye bağırasım var; ama ona bile "boş veeer" modundayım.
  • Herkese "bayramda bir yerlerdeyim" dedim ama aslında bayramda evde ağlayarak ders çalışacağım.
2244 entry daha
/ 36