muhasebecilik mesleği


  • Her zaman şuna inanmışımdır : Ne iş yaptığınız değil, o işi kiminle yaptığınız önemlidir. Mesleğinize aşık olabilirsiniz. Uzun yıllar emek vererek o hayalini kurduğunuz kariyer hedefini yakalamış olabilirsiniz. Ama içinde bulunduğunuz durum ve o işi birlikte yaptığınız insanlar, sizi o aşkla yaptığınız meslekten soğutabilir.

    Muhasebecilik mesleğine aşık olmasam da hedefimde olan bir meslek olduğu için, 2-3 yıl boyunca bu meslekten ekmek yediğimi inkar edemem. Fakat henüz lise yıllarındayken bile muhasebe öğretmenimizin söylediği bir söz vardı. ''En iyi muhasebeci, vergi kaçırabilen muhasebecidir.'' Yıllar sonra bu sözü neden söylediğini anlamış olsam da, içinde bulunduğum durumdan ve toplumun olaya bakış açısından hayli fazla sonuçlar çıkarmıştım.

    Bir kadın ya da erkek için muhasebecilik mesleği aslında dışarıdan bakılınca güzel bir meslektir. Hatta erkek için kız isteneceği zaman anne baba göğsünü gere gere söyler. ''Oğlumuz bilmem ne şirketinde ya da kendi ofisinde muhasebeci'' Ama işin içinde olmak gerçekten de çok farklı bir şey. Bu yüzden samimiyetimle söylemek istiyorum ki, eğer bu işten ekmek yemek istiyorsanız, hak-hukuk ya da insani değerler gibi şeyleri göz ardı etmeniz gerekiyor. Aksi halde kaybeden siz olursunuz. Bunları okuyarak ne kadar anlayabilirim ki, diye düşünüyorsanız size bir kaç örnek vereyim.

    Diplomanızı alıp duvara astınız. Hayalinizdeki gibi küçük bir ofisle işe başladınız. Yakın çevre ve dostlar vasıtası ile bir kaçta defterini tutmak üzere müşteri buldunuz. Buraya kadar her şey yolunda. Aylık vergi ödemelerine geldiğiniz zaman, defterini tuttuğunuz müşterileri ziyaret etmeye başlarsınız. Müşterilerinizden alacağınız ilk tepki muhtemelen şu olacaktır: ''Bizim eski muhasebeci aylık 300 tl çıkarıyordu, sen bize 450 çıkarmışsın'' O anda şunu diyemiyorsunuz: Evet doğrudur efendim. Çünkü sizin eski muhasebeciniz, giderinizi olduğundan fazla gösterip verginizi düşük çıkarıyordu. Ben ise olduğu gibi çıkardım. İlk müşterinizi kazanmanızla kaybetmeniz bir oldu. Tebrikler!
    Şimdi bir sigara yakıp nerede yanlış yapıyorum diye düşünebilirsiniz.

    Eğer bir şirkette çalışıyorsanız, işiniz her zaman daha kolaydır. Çünkü birbirinden farklı işlerle (işe başlama-bırakma) gibi şeylerle uğraşmazsınız. Sigortalı çalışanlarınız vardır mutlaka. Mehmet usta aylık 2500 tl alır ama, siz onu asgari ücret üzerinden gösterip SSK primini de asgari ücret üzerinden yatırırsınız. Bunu yapmak zorunda hissedersiniz kendinizi. Çünkü yapmadığınız takdirde veya burada usulsüzlük var diye dile getirdiğinizde, size sadece işini yap diyen bir yöneticinin hafif azarlayıcı ses tonu ile karşılaşırsınız. Aksi halde kapı oradadır. Hiç çekinmeden gösterirler kapıyı.

    Holding gibi daha büyük şirketler, işçinin aldığı maaş ne ise, aylık SSK primini de onun üzerinden yatırır. Bunun ise tek bir nedeni vardır. Devletin gözleri üzerinde olduğundan ve bunu bildiklerinden, karşılığında çok büyük cezalara çarptırılacaklarını bilirler. Ama onlarda bir şekilde yollarını buluyordur emin olun. O değersiz olarak gördüğünüz kuruşlar üzerinden son model bir jeep alırlar da haberiniz bile olmaz.

    Sonuç olarak kendi kendinizi, ya bu düzene uymalıyım, ya da bu mesleği yapmamalıyım derken bulursunuz. Zordur ama bu karar. Onca emeğinizden, birikiminizden de vazgeçmek olur çünkü bu. En yakın arkadaşlarınız hatta aileniz bile, dünyayı sen mi kurtaracaksın der!

    (bkz: muhasebeci)
    (bkz: muhasebe bölümü)
    kaynak