blog sözlük itiraf


  • 18 temmuz sabahı yola çıkacaktım. sonunda aylardır rüyalarıma dahi giren Trabzonuma gidecektim.
    dedemi, babaannemle birlikte 1.5 aydır kemoterapiye götürüyorduk. erimiş bitmişti. hastanede yaklaşık 10 saat kalıyorduk. yani anlayacağın sayın okur ben dedemin her halini gördüm.
    17 temmuz gecesi karşı dairede oturan babaannem aklında binbir düşünceyle kapımızı çaldı.
    "Melike, dedeni acile götürelim."
    uzaktan bakınca acillik bir durum yok gibi fakat biz tanıyoruz onu: hastaneye gitmesi gerekiyor.
    babaannem ikna edememiş de bizi çağırmış. dedemin bembeyaz ve bir tutam kalmış saçlarını okşaya okşaya anlattım:"dedem, bu normal değil kuzum. gitmemiz lazım."
    sonunda ikna oldu.
    hemen hazırlandım, ambulansı aradım, amcamı çağırdım: hadi gitmemiz lazım.
    babam da bu sırada Trabzon'da olur da dedem daha iyi olur, köydeki eve çıkmak ister diye evin topraklı yollarına merdiven yapıyor. kim bilebilirdi oradan tabutunun çıkacağını.
    her neyse gittik bir şekilde acile. haber çıkmıyor e bizi de almıyorlar içeri. bekle babam bekle. benim de beş saat sonra yola çıkmam gerekiyor. beni yolladılar eve.
    18 temmuz sabahında bir gram uyku uyumamışım çıktım yola, güya tatile.
    plan şu, beni akrabamız Giresun'a kadar götürecek oradan babam alacak Trabzon'daki evimize gideceğiz. planlar bozuldu. yolda babamın yanında olan erkek kardeşim aradı: ağlıyordu. dedemin yoğun bakımda videosunu göstermiş bir ahmak kardeşime. "sen geldiğin gibi gideceğiz abla." diyor. aynen de öyle oluyor. 18 temmuz gecesi 3'te uyuyor 19 temmuz sabahı 8'de uyanıyor ve yola çıkıyoruz.
    yolda bizi arıyorlar sürekli. dedemin durumunu söylüyorlar. en son en büyük amcam tüm kardeşlerini toplu görüntülü arıyor. ve haber geliyor. söz bitiyor, amcamların çocuk gibi ağladığını görüyorum; muhtemelen ilk ve son kez.
    babam telefonu kapatıyor. göz yaşlarını silmeye çalışıyor ama ne fayda. varıyoruz İstanbul'a, babaannemin yanına gidiyoruz, dayanamıyor o da babaannem kendini yerden yere atıyor. sonraki gün tekrar yola çıkıyoruz; dedemin vasiyetidir onu köyüne gömmek. vasiyetini yerine getiriyoruz.