düşün ki o bunu okuyor


  • Artık arkadaş olmadığımızı bildiğim halde deli gibi özlediğim bir tanıdığım var. Onunla sohbet etmeyi, gülmeyi, konuşmayı, paylaşılabilecek her şeyi paylaşmayı öyle çok özledim ki! Geçen gün evde bulduğum bir hafıza kartından bir fotoğrafımız çıktı. hazırlıksızdım, saniyelik gördüğümde bile içim boşluğa düşecek kadar hazırlıksızdım. Biraz daha kurcaladığımda bir mesajlaşmamızın ekran görüntüsünü buldum. Bana iyi geceler diledikten yarım saat kadar sonra yazmış tekrar, düşüncelerimi yanlış buluyor olmasına rağmen beni en çok bu yüzden sevdiğini yazmış. Politik konulardaki fikir ayrılığımız tüm çabalarına rağmen benim isteğim doğrultusunda yol ayrılığına götürmüştü bizi. Özür dilemek için aramak istedim, sesimizi duysak çözülürdü kalbimiz. Numarasını silmişim. Sosyal mecralardan da hoşlanmadığı için hesabı olmazdı genelde. Arada sırada canı isterse açardı hesaplarını. Belli ki canı istemiyor yine, beni kırmayıp açtığı instagram hesabına bile kapatmış. Kapatır tabi insan, bir sene boyunca eşekliğini fark etmez ise karşıdaki, kapatır; ben de kapatırdım.
    Şimdi ne çok isterdim sana diyebilmeyi diyeceklerimi. İçimde kalacak, bu sıkıntı beni yaşatmaz içimde kalırsa. İtiraf ediyorum buradan o vakit, okuyamazsın ama ben fısıldadım bir kez sözlüğe, uzayda yeri var artık söylediklerimin ve duyduğum pişmanlığın.

    Pişmanım.
    Pişman olacağımı inan bilmiyordum.
    Çoktan pişman olduğumdansa fotoğrafımızı görünce haberdar oldum.
    "Sıkıntını, sorununu saklama; kalbim hisseder" derdin.
    Umarım bunu da hissedersin, seni özledim.