düşün ki o bunu okuyor


  • “Bulamazsın, bulamazsın benim gibi seveni.
    Bulamazsın, bulamazsın seni mutlu edeni.”
    Ne kadar güzel söylemiş değil mi Zeki Müren ?
    Tamam, kabul bende seni mutlu edemezdim. Fakat en azından üzmemiş olabilirdim.
    İnsanlar karşı cinste neyi sevebilir diye saçma sapan sorularla gizli olan sokak aralarından kötü geçen gecelerin için iyi geceler dileği, mutsuz uyandığın sabahlara kucaklarca günaydın mesajları getirmek isterdim. İnsan karşı cinste gülümsemeyi, mutluluğu veya sonu mutlu sonla biten absürt Yeşilçam filmlerindeki bir çok şeyi buna örnek verebilir. Hangi aşk mutlu bir sonla bitmiş ki zaten ? Biten tek şey Eto'o..
    Benim gibi dünya haritasına ilk baktığında Türkiye'yi arayan, uluslararası ekonomideki tek bilgisi memleketteki zamlar ve asgari ücret fiyatı olan, hava durumlarını hiç bir zaman takip etmeyen bir adam için aşkı anlamak güç oluyor. Zaten benim gibi adamlar bir boku anlamıyor ve hava durumunu takip etse de yağmurlu havada şemsiye açmaz, güneşli havada şapka takmaz insanlar oluyor. Yani benim bu bildiklerim dışında konuşmam feminizm yürüyüşüne katılan genel ev sahibi adam kadar saçma ve gereksiz.
    Neyse.. Ben yürürken ses çıkaran topuklu ayakkabılarını, ufak bir tebessümde kısılan gözlerini, turkuaz rengine hayran oluşunu, dinlediğin Zeki Müren'i, Müzeyyen Senar'ı, üzerine sinen sigara kokusunu, renkli renkli ojelerin ve rujlarını sevdim. Kusura bakma, ben pek sevmeyi beceremem. Gerçi hiçbir şeyi beceremiyorum.
    “Bir insan sigara kokusunu, topuklu ayakkabı sesini nasıl sevebilir lan ?" diyen insanlardan uzak bir şekilde yazıyorum bunu. Üzerine sigara kokusu sinmiş insan, tek taraflı düşünmeyen insandır. Bu arada hatırlar mısın bir keresinde sana; "Nerede topuklu ayakkabı sesi duysam, hemen dönüp sen misin diye bakıyorum.” demiştim. Sende buna bayağı bir gülmüştün. İnanamayacaksın fakat hala bakıyorum. Çünkü dediğim gibi. Ben sevmeyi pek beceremiyorum. Gerçi ben hiçbir şeyi beceremiyorum.
    O yüzden insan seni rüyalarına, odasının bir köşesine, bir sigara dumanına saklamak istiyor. Yoksa hemen çekip gidiyorsun. Ve o kadar eminim ki bunu kuzey yarım kürede senden iyi yapacak insan yoktur ve senin böyle çekip gitmen rakip taraftarları “Gooool..” diye bağırmaktan alıkoyamıyor. Karşı takımı sevindirme, bütün kuzey yarım küreyi bana düşman etme. Yine de sen bilirsin. Eğer gitmek istersen, sen lütfen yorulma söyle ben giderim.
    Ve not..
    “Öpmek isterdim gülünce yanında gamze oluşan kırmızı dudaklarından..”