engelleme seçenekleri
entry akışı (yeni)
klasik görünüm
-
türkiye ekonomisinin %9.9 küçülmesi
Ben vazgeçtim artık nasılsak öyle yönetiliyoruz. Hiçbirimiz çıkıp mertçe hesabını soramıyoruz bunun sorumlusu olan insanlardan. Bugüne kadar tek bir oy bile vermedim malum partiye ama bu sefer vereceğim. Bugüne kadar ben çektim bugünden sonra da ona oy verenler çeksin. Karadenizli fındık üretici kardeşlerim iç anadolulu hasatı elinde kalan kardeşlerim kusura bakmayın ama bu sefer de ben izin vermiyorum 'şahsımın' bizi bırakmasına. Çıkarınız zedelenince değil her zaman doğrunun yanında olun. Her iktidarın sonu kazana bakar. Kazan kaynamıyor artık halk çöpten, akşam pazarlardan artık topluyor. Kim diye sormayın ben, siz, biz. Yaşıtlarım 20 25 yaşında ev araba alıyorken yurtdışında ben alamıyorsam çöpten yiyecek bulmaya çalışmaktan bir farkı yok bu durumun. Şükür edin deniyor ama şükürlük bir durum yok istediğim gibi yaşayamayacaksam, ne için burdayım ki ben.
-
dersim
Neden eski kalsın? Orda yaşayan halk ismin değiştirilmesinden rahatsız olmuşsa -ki bildiğim kadarıyla halk içinde dersim deniyor- tepkisini gösterir ve tunceli olarak kalır. Yoksa orda yaşamayan kişilerin tunceli, dersim demesi bir şeyi değiştirmez.
-
yaşar
Bi' anda dinleme ihtiyacı hissettiğim sesi beni benden alan sanatçıdır kendileri. Kuşlara uymayın ya da uyun ne bileyim.
kuşlar
masal
acıtmıyor sevdan
sevda sinemalarda
aldanırım
ebruli
kumralım
yüreğimi kaybettim
gözler aynı sen
gözlerinde sabah
-
seni tanıyan son kişinin ölmesi
Ne ölmek nefessiz kalmaktır; ne de yaşamak nefes almaktır. Yaşamak; sevilmeyi hakeden birine yaşamını harcamaktır.
(bkz: Oğuz Atay)
-
türk halkının yüzde 60'ı aptaldır
Geriye kalan kırkı aptal değildir.
-
blog sözlük yardım hattı
Bir mimarlık öğrencisi olarak burs talep eden biriyim. Yardımcı olabilecek birileri varsa durumumu özelden iletebilirim. Şimdiden teşekkür ederim:)
-
palyaço
turgur uyar'a hediye edilmiş bir şiirdir. kimliği gizli biri tarafından. ne kadar eksilmiş ki acaba kendine dair bi iz kalsın istememiş. bu şiirle hatırlarda kalır kolayca. ama neden gizlesin kimliğini. hepimiz öyle değil miyiz aslında. içimize vermediğimiz önemi dışa veriyoruz. içe bakmadığımız eksik kalırmış gibi kapatıyoruz gözlerimizi her şeye. olup bitene. olup bitmeyene. aslında herkes alçaktır biraz diyor bu yüzden dizenin tekinde. biri görebiliyorsa bunları neden göremiyoruz biz. bakmıyoruz çünkü. bakmamız gereken yerlere bakmıyoruz. dizeler belki anlatmak istediğim şeyleri anlatır. hepimiz aynı şeyleri anlamayabiliriz. ama bi an için bile olsa şu dünyanın yükünü anlayalım.
PALYAÇO
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
“ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sesszce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
“duyamadım”, derdim, “tekrar et! ”
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum
kahrol, kahrol!
diyorum
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
“olur öyle” dedi palyaço,
“herkes alçaktır biraz”
“otur ulan! ” dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
“rakı doldur! ” dedim, “eksilmesin! ”
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
“ben sevmezdim” dedim, “yalan”
dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerindi dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz
-
çukur
Siz çukura düşersiniz biz çukurdan çıkarız. Slogan bu. Halısahanın bir yerinde yazıyor. Gösteriliyor da dizide sık sık. Hayatınız ne kadar kötü olursa olsun tırmanın. Bu diziyi izlemeseniz de tırmanın.
-
dünyanın en yorucu şeyi
Ruh hasta olunca yapılan her iş yorar. Ruhunuza iyi bakın. Gerisi bi şekilde hallolur.
-
yaşanılan şehrin tek cümlelik özeti
Türkiye'nin başı göğe en yakın olan şehri.
- pek bir şey yok
- pek bir şey yok