the red pill

  • 2016 yapımlı bir belgeseldir. Belgesel, Cassie Jaye'in Feministlerle erkek hakları savunucuları ile konuşmalarını kıyaslayarak yapmış olduğu tercihi anlatıyor. En koyu feministlerden biri olan şu kadından, ünlü maskülist Warren Farrell'e kadar çeşitli kişilerin konuşmalarına yer verilmiş. detaylı ve tarafsızca ele alınmış. İzleyin!

    fragman

    --- spoiler ---
    neyi savunduğunu bilmem ama geride neyi bıraktığımı billyorum.
    --- spoiler ---
  • yukarıdaki yazar hatalı bir bakış açısı sunmuş.

    bu akımın savunucusu değilim. okudum araştırdım neymiş ne değilmiş diye. şuraya güzel bir bilgi derleyeyim.

    akımın adı matrix filmindeki zenci abimizin neo'ya hap sunmasından geliyor. filmde eğer mavi hapı alırsan yalan dünyaya devam, kırmızı alırsan gerçek dünyaya devam şeklinde bir olay mevcuttu.

    bu akıma göre "kırmızı hap" bazı gerçekleri içeriyor.

    temel aldıkları nokta evrimsel psikoloji. bu yüzden doğru oldukları noktalar da var, yanlış oldukları da. zira evrim ve psikoloji sürekli değişen 2 etmendir.

    ne diyor bu fikir yapısı?

    diyor ki; beyler bakın. bir kadın için deli divane olup takla atarsanız belki bir miktar işe yarar fakat sümüklü peçete gibi kullanılıp atılırsınız. az dik durun. kendinizi geliştirin. erkeksi olun. değişin diyor.

    kadınlar hakkında ise genel olarak çıkarcı ve erkekten altta varlıklar olarak bahsediyorlar. yani aslında kadınların daha dikkatli erkek seçtiğini, erkeklerin daha duygusal ve saftirik olduğunu, uydu erkek gibi belki olur ihtimaliyle kadınların çevresinde kanka gibi gezmemelerini söylüyor.

    evet kısmen haklılar ve kısmen yanılıyorlar.

    her kadının hayat diyagramı aynı değildir. yaşadıkları aynı değildir. erkeklerin de böyledir. hayat akar gider, sizler zorluklar ve kolaylıklar yaşarsınız.

    temel noktalar basittir. kadınların hoşlanacağı erkek tipi dış olarak değişir fakat iç dünya olarak benzer. kadın kafası bazı durumlarda net çalışır aslında. çocuklarını doğuracakları adamı ince eler sık dokurlar. derler ki; bu adam çocuk yapmaya layık mı? layık görürlerse yaparlar. yanılmazlar demiyorum. herkes yanılabilir. fakat çocuk yapma dürtüsü bazı doğu geleneklerini saymaz kadın tarafından verilen kararları baz alırsak "en makul gen" olandan istenir.

    erkek ise daha ziyade sevişme odaklıdır. evet beyler böyleyiz bunu inkar edemeyiz. erkek de çocuk yapacağı kadından emin olmak ister. yapılan araştırmalara göre dünya üstünde bazı erkekler başkasının çocuğuna bilmeden babalık yapmaktadır. bu erkek için büyük bir facia olur. dolayısıyla erkeklerin de bazı dürtüleri bu yönde evrilmiş ve bazı kaygıları vardır. örneğin ne kadar medeni olursa olsun hiçbir erkek bir sürü adamla beraber olmuş bir kadınla olmak istemez. bekaret takıntısını söylemiyorum, fakat ruhen bunu mantıklı ve makul bulmaz erkek cinsi. bu yabancılarda da böyle. sadece türk milletine özgü değil.

    şimdi bu red pill diyo ki; hadi aslanım diyo. götünü kaldır ve biraz değiş. fazla kilon mu var? önce sağlık için erit totonu. kendini geliştir. dış dünyaya açıl. madde bağımlısı gibi bir kadına takılıp kalma. bir kadın seni istemiyor mu? saygı duy ve yoluna devam et. abaza gibi her önüne gelene asılma fakat bir ortamda konuştuğunda kadınların hatta kendi cinsinin ilgisini çek. başka erkeklerin kadınları yaralamasının faturasını ödeme, başkasının yaraladığı kadınlara yara bandı olup kullanılma.

    akımın bu kısmı çok güzel ve mantıklı. zaten yapılması gereken bu. tam tersine kadınların buna karşı olmaması desteklemesi lazım. kendini geliştiren güçlü ve akıllı bir adamı istemeyen kadın olmaz herhalde.

    yani özetle bu düşüncede kadınlara ilgi vermeyin, onları hor görün diyen bir savunucu yok. kadına hak ettiği ilgiyi verin, fazlası yersiz olur ve bu başka erkeğe patlar, başkasının şişirdiği egolu kadınlara meze olmayın diyor.

    mantıklı bence.
  • pek göz gezdirmedim, erkekler için totalde faydalı bir şeyi savunuyor lakin, bunu okuyacağım hayatım mükemmel olacak 'uçanı kaçanı yakalayıp sevişeceğim' kafasıyla dolaşanları gördükçe midem bulandığı için soğudum. genel olarak bakıldığında kabaca; kadınlar karşısında kendinizi ezip büzüp sümüğe çevirmeyin az omurgalı olun, karakteriniz olsun gibi bir düşünceyi savunuyor. zaten yukarıdaki entry'de yazar arkadaş güzel bir özet geçmiş. benim komiğime giden durum ise; bu konu hakkında 2-3 yazı okuyup, 'ben oldum aga' moduna girip ağızlarından meriç lafını düşürmeyen asalaklar.

    meriç de meriç meriç de meriç, meriç aşağı meriç yukarı... son zamanlarda tam bir avel turnusolü olma yolunda ilerliyor. hayatta iki söz asla şaşmaz. birisi bu konuya cuk oturuyor;

    (bkz: nerede çokluk orada bokluk)

    diğeri de;

    (bkz: atamayana atarlar) bu futbolla alakalı ama olsun, bu da hiç şaşmıyor.