the perks of being a wallflower
-
2012 çıkışlı A.B.D. filmi. başrollerde emma watson, logan lerman ve ezra miller var.
--- spoiler ---
okulda ilk senesi olan içine kapanık bir öğrenci, onu gerçek hayatla tanıştıran üst sınıflardan 2 öğrenci tarafından kanatlar altına alınıyor.
--- spoiler --- -
Filmin afişinden klişelerden yıkılan, klasikleşmiş, Amerikan gençlik filmi izleyeceğimi sanmıştım. Beklentim bu yüzden düşüktü ancak film başladıktan sonra farklı bir atmosferi olduğunu hissettim. Sanki giderek beni içine çekiyordu. Dakika dakika film daha bir güzelleşti. Harika müzikler, şahane oyunculuklar vardı.
(bkz: Ezra miller ) o ne müthiş oynamaktır?
Patrice karakteri ile organik bir bağ kurdum sanki. Bu ancak iyi bir oyunculuk ile mümkün olabilirdi.
Çocukluk aşkım (bkz: Emma Watson ) da rolünün hakkını vermiş. (bkz: logan lerman) duyguları yansıtma konusunda Ezra miller kadar başarılı bulmasam bile güzel iş çıkarmış.
Karışık kaset doldurmalı, aşkın olduğu, dostlukların sahici, olduğu aynı zamanda filmin vermek istediği psikolojik derinliğin de yabana atılmayacağı güzel bir film.
Müzikler konusunda da hoş bir tesadüf beni mutlu etti. Filmi izlemeden önceki gece deli gibi (bkz: The smiths) dinlemiştim. filmde görmek ayrıca mutlu etti. -
Stephen chbosky kitabıdır öncelikle, 1999 yılında yazmış kendisi. Bu çağın The catcher in the rye'ı diyenler var, o kadar iyi mi bilmem ama severek okumuştum.
Ama film uyarlaması da çok iyi, oyuncular genç olmalarına rağmen o derinliğe çekebilmişler izleyeni. Ayrıca müzikleri o kadar iyi ki... Koskoca bir The perks of being a wallflower playlistim var.
Bir de ezra miller sen çok harika bir oyuncusun.