sözlük yazarlarının içine işleyen dizeler
-
Birincisi;
Seni bu hüsnü cemal ile görüb korkdular Hak demeye döndüler "Insan" dediler.
Nesimi
İkincisi;
Bedduâ etmezem ammâ ki Hudâ'dan dilerim
Bir senin gibi cefâkâra hevâdâr olasın
Mihri Hatun
Arada gelir aklıma gelenleri eklerim ama şu iki beyit uzun zamandır ezberimde kaldı. Genelde hiç bir şeyi hatırlayamazdım -
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..
(bkz: ahmet arif) -
Aylar önce şahsımın, arkadaşlarımın ve binlerce yıllık kurumumun yaşadığı travmalardan sonra bu dize baş köşeye geçmiştir:
"Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden,
İtler bile gülecek kimsesizliğimize..." -
Binlerce dize içimden hangisine öncelik verelim ki? Diğerlerine haksızlık olmaz mı bu? Yine yazalım hadi:
"Erzurum garında banklar üstünde
Uyku tutmuyor karanlıkları"
(Nurullah genç) -
Belki daha etkileyenler olmuştur lakin şu an aklıma bu dizeler geldi.
"Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar"
mendilimde kan sesleri -
(bkz: keşke yalnız bunun için sevseydim seni)