sigaraya başlama nedenleri

  • dünya tersine dönse vazgeçmem ama sigaraya nasıl başladım bir de benden dinle
    ilk aşık olduğumda 6yaşındaydım, o da altı idi. Yalnız ben 4 gösterirken o 9 gösteriyordu aq. Uyumsuzluklar. Sokağın tanrıçası Nermin. Uzun boylu, küt saçlı -kahküllü- beyaz tenli bir bebek. Jean Reno'nun Mathilda'sı var ya hani, o biçim. Valla nasıl başladığını hatırlamıyorum. Çocuklukta her olay ani gelişir. Nermin gardrobundan sürekli askılı seçip giyiyor, omuzları açık geziyor. Dirhem kıskanmıyorum. O omuzları napıcam bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa yakan top, körebe, dokuz taş için yanıp tutuşuyordum. Vay aq Nermin ya, o dönem şöyle bir cümle kurabilseydim direk kullanacaktım kıza he, "cadillac'lardan inmeyeceksin, gel.." onun yerine basit flört cümleleri geliştirebiliyordum, "sabah dişlerini iyi fırçalaya bildinmi?" gibi.
    Kapıma kadar gelip defalarca beni aşağı indirdi. En son ne zaman biriyle yanyana olmak size yetti? Bence bu da bir çocukluk hatırasıdır. İnsan büyürken ilk yetinememeyi öğrenir, ve insan hayatında "daha ne olsun!" dediği son yer belki de çocukluğu. Daha ne olsun aynı sınıf falan diyorum. Golfikahlar vadı. Kırmızı kudelalar, bir de aklımda kalan, çıkışa çocuklarını almaya gelen babalar.. Bende olmayan. Baba yerine, diz kapaklarımda hiç eksilmeyen yaralar vardı aq. Bu arabesk ifadeyi o zamanlar bulabilseydim çekinmeden kullanırdım. Çünkü top oynuyordum ve sürekli karate yapıyordum. Dizlerim sürekli bi yerlere çarpıyor. Masa, toprak, çim, tatami, duvar, tel..
    Bir sabah sınıfa girdiğinde tahtada bir sürü Serkan yazdığını görüyorsun. Çocuklukta normalmiş gibi geliyor. Aptallık işte. Sonra sırf iadeyi jest olsun diye ertesi gün sen onun ismini yazıyorsun. Ama neden bunu yaptığının anlamını bilmiyorsun. 5.sınıfa geldiğimde Nermin, yarısı yangın yeri olan çocukluğumun diğer yarısı olmaktan çıkmış, mecburi istikamete dönüşmüştü.
    Toparlarsam 7.sınıfta bana amerika yolu göründü. Ben gittikten sonra dünya ahiret sevgilim Nermin'de başka semte taşınacaktı. Gitmeden önce ona ablamın zevk ve tercihlerine güvenerek aldığım bi toka hediye ettim. O bana bir mektup yazmış. onunla ilgili bir kaç dipnot. Şiir yazı, kitap ve iyilikte bulunma alışkanlıklarımın hepsini ona borçluyum. Bunlar beni olduğum kişi yapan şeylerdir.
    Neyse benim böyle sağım solum birbirine karışmış halde amerikadan döndüm. O günden sonra Nermin'i ne gördüm ne de bir haberim oldu. Fakat birkaç haftalığına bile unutamadım. Hiç bir zaman aşamadığım, etkisinden kurtulamadığım bir anı olarak öylece kaldı. Bundan 2-2,5 yıl sonra bi cumartesi günü başı bağlı bi teyze bizim kapıya geldi. Bu teyze Nermin'in annesi. Annemler öpüp içeri buyur etti. Böyle tam sevindirik olmuş ben ayakta dikilirken, teyze fazla beklemeden Nermin'i kaybettiklerini söyledi. Önce anlayamadım. Nermin ölmüş.
    Annemler "Nesrin sen ne diyosun, ne diyosun sen Nesrin, nasıl oldu, aaaa!!" diye bağrışırken herkes ağlamaya başladı. Şok olmuştum. Teyze bir müddet sonra gözü yaşlı halde yanıma geldi, al oğlum diyerek bana bir poşet uzattı "bunları sarıyer'den senin için getirdim, kızım seni o kadar çok seviyordu ki.. En iyi arkadaşı hep sen olmuşsun." deyip ağlayarak poşeti elime bıraktı. Sonra vedalaşarak ayrıldı. Nasıl hissettiğimi biliyordum ama nasıl davranmam gerektiği hakkında hiç fikrim yoktu. Ben de poşet elimde kendimi sokağa attım. Çok sakin yürüdüğümü hatırlıyorum. Bi köşeye oturdum. Poşetin içinden toka çıkınca o zaman yaşlar gözümden dökülmeye başladı. Sonra Nermin'in hakkımda yazdığı şeyleri okdum.. Okudum. Okudum. Defalarca yeni baştan okudum.
    Eve döndüğümde ölüm nedeninin ameliyat sonrası hastane enfeksiyonu sonucu bir tür dolaşım problemi olduğunu ablam "almanca" açıkladı. Hastane enfeksiyonunun kim olduğunu haftalarca araştırdım. Sonunda bir enfeksiyon olduğunu öğrendim. Sigaranın üzüntüme iyi geleceğini söyleyen insanlar vardı. Arkadaşlarımın çoğu içiyordu. Sanki güçlü görünüyorlardı. Yasımın 3 ya da 4 üncü haftasıydı. Bi bakkala girdim, "çizgili kısa maltepe alcam" dedim. Başımı hiç kaldırmadan maltepeyi alıp çıktım. Bizim evin yakınlarında bir duvar dibinde paketi açıp, annemin mutfak kibritiyle ilk sigaramı yaktım. Tadı bok gibiydi.

    Son olarak, Nermin sigara içtiğimi görse hayatımı siker.. Onun için ölürken sigarayı bırakıcam.
    Serkan Karaçay. (bkz: karaçalı)
  • Tütmek hoşuma gidiyor.
  • (bkz: bir gece ansızın gelebilirim) moduyla bir anda elinizde bulabilirsiniz, nedensiz yani.
  • Serin hikaye dostum.
    Olmayan nedendir. Sigaraya başlamak özentiliktir.
  • (bkz: ingiliz edebiyatı)
    Bommmmmmbos kagit verdim. Ama sorun bu degil.
    Olay burada bitmiyor ki. Butune gelecegim simdi bi' de bu dersin. Sifonu cektikten sonra suyun ustunde kalan kaka parcasi gibi. Elinize yapisip bir turlu gitmeyen minik bir sumuk gibi. Domuz gibi.
    Aslinda haksizlik ediyorum. Yalnizca benim kafam basmiyor.