sevmeden edemediklerimize

  • tıpkı bunun gibi günlerde insan sevdiği birine onu sevdiğini söylemeyi kolaylıkla unutabilir. zaten biliniyor kabul ederek, buharlaşmasına izin verdiğimiz bu cümleler, aslında hepimizi yeşerten yegane yürek suyudur. dilinizden anlamayan bir bebeğe bile onu ne kadar çok sevdiğinizi söylediğinizde, o sadece birkaç ay süren ve insanı çıldırtan, dişsiz gülümsemelerinden patlatıveriyor peşi sıra.
    etrafımızda çok sevdiğimiz, varlığına minnettar olduğumuz, onsuz eksik kalacağımız kim varsa, vakit geç olmadan şu cümlelerden sık sık kurmaya başlamalıyız. başlamalıyız, çünkü geç bile kaldık!
    ben şimdi buradan kendi mikro dünyamda, bana makro duygular yaşatan o değerli insanlara, rastgele cümleler kurmak istiyorum. isimleri önemli değil, çünkü onlardan hepimizin hayatında var.
    o halde bu yazı, minnettar olduğumuz, görünce yüzümüzde güller açtıran, kalbimizde harlı ateşler yakıp, bizi üşüyüp durmaktan kurtaran o insanlara gelsin:
    sen varsın diye her yer her zaman çok güzel.
    sen bana inandığın için, ben kendime inanır oldum.
    sana bakmak içimi ısıtıyor.
    sen benim gördüğüm en güzel şeysin.
    siz olmasaydınız, hayat bu kadar neşeli geçmeyecekti.
    sen o gün bana öyle dedin ya, ben onu hiç unutmadım, hep sakladım.
    seni neredeyse hiç görmüyorum ama seni çok seviyorum.
    senin o ''efendim'' diye cevap veren sesin, iyi ki var o sesin.
    seninle ben ne güzel şeyler yapıyoruz beraber.
    sen sadece sen olarak bana ilham veriyorsun.
    sen benim canımsın.
    siz benim evrenimsiniz. ve evren gibi sürekli genişliyorsunuz.
    siz benim en güzel anılarımsınız.
    sen benim ben olmamdaki en keskin dönemeçsin.
    sen var ya, iyi ki karşıma çıktın.
    senin kokun bana cennet.
    senin varlığın bana yuva.
    senin kolların bana liman.
    senin yüzün bana kainat.
    senin ellerin bana yol.
    senin sesin bana müzik.
    senin olduğun yer bana tamam.
    sen beni bu kadar çok sevmeseydin ben kendimi bu kadar sevmezdim.
    senin karşıma çıktığın gün, en şanslı günmüş meğer.
    sen benim uğurumsun.
    sen gördüğüm an, yüzümü güldürensin.
    sen her gece dualarımdasın.
    seni gördüğüm günler, diğerlerinden daha güzel günler.
    senin yaptığın onca fedakarlık sonucu, başıma bunca güzel şey geldi.
    sana çok şey borçluyum.
    sana bakmaya doyamıyorum.
    sen en güzel şeylerin başlangıcısın.
    senin geldiğin gün. tüm kötü şeyler gitti.
    gibi gibi... siz daha güzellerini en sevdiklerinize söyleyin. bugün başlayın, her gün bıkmadan tekrarlayın.

    (bkz: kitap alıntıları)
    (bkz: nil karaibrahimgil-kelebeğin hayat sırları)
  • sensiz yaşanmaz demiyorum ama sensiz nasıl yaşanır bilmiyorum. aldığım her nefesin sevabı senin defterine yazılıyormuşçasına senin için yaşıyorum. uyku mahmurluğumda yüzün geliyor gözümün önüne; annemin kaynattığı ıhlamur ocakta takırdarken, babamın dizinde uykuya dalarmış gibi huzura bürünüyorum. Sesin çalınıyor kulaklarıma; en güzel orkestradan daha güzel tınısı var, inan bana. yalan değil ellerin. ellerin kavruk, kaba, soğuk. ama ellerin, en güven dolu eller benim dünyamda. dudakların, güzel, en az üzüm bağlarının gölgesi kadar. ve kalbin, kalbin sıcak, içimdeki tüm buzdağlarını eritebilecek kadar üstelik. ama sevgin soğuk, yalan değil artık, doğru. erişemiyorum sana, içimdeki seni de benden almak ister gibisin. anlıyorum halinden, ben sarılmanın hayaliyle yanıp tutuşurken sen başlamamış sarılmamızın bitmesini hesap ediyorsun. zor değil anlamak, seni tanıyor ve seninle yaşıyorum. ama sen anlamıyorsun, ben sensiz yaşanmaz demiyorum ama sensiz de nasıl yaşanır bilmiyorum.