orhan veli kanık
-
mesut sanmak için kendimi
ne kağıt isterim, ne kalem
parmaklarımda cıgaram
dalar giderim mavisinden içeri
karşımda duran resmin
giderim, deniz çeker
deniz çeker, dünya tutar
içkiye benzer bir şey mi var,
bir şey mi var ki havada
deli eder insanı, sarhoş eder
bilirim, yalan, hepsi yalan
taka olduğum, tekne olduğum yalan
suların kaburgalarımdaki serinliği
iskotada uğuldayan rüzgar
haftalarca dinmeyen motor sesi
yalan.
ama gene de,
gene de güzel günler geçirebilirim
geçirebilirim bu mavilikte
suda yüzen karpuz kabuğundan farksız
ağacın gökyüzüne vuran aksinden
her sabah erikleri saran buğudan
buğudan, sisten, ışıktan, kokudan -
ölüm nedenini öğrendiğim zaman hem talihsizlik demiş hem de trajikomik şekilde gülmüştüm doğrusu.
çok sevdiğin uğruna şiirler yazdığın istanbulun sokaklarında belediye çukuruna düş öl.
bir yanda da saçma sapan espriler dolanmıştı o an kafamda "istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı"şiirinden ötürü. gözleri kapalıymış ya gibi. salakça.
sonra da zihnimin fonlarında rahmetli tuncel kurtiz'in sesinden "herkes öldürür sevdiğini" şiiri yankı buluyor. -
garip akımı'nın öncülerinden, lakabı şiiri sokağa taşıyan şair olan şair. -
(bkz: garip akımı) -
BAYRAM
Kargalar, sakın anneme söylemeyin!
Bugün toplar atılırken evden kaçıp
Harbiye nezaretine gideceğim.
Söylemezseniz size macun alırım,
Simit alırım, horoz şekeri alırım;
Sizi kayık salıncağına bindiririm kargalar,
Bütün zıpzıplarımı size veririm.
Kargalar, ne olur anneme söylemeyin! -
İstanbul\'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul\'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul\'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul\'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul\'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul\'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul\'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul\'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul\'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Birşey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul\'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul\'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul\'u dinliyorum. -
ağlasam,
ellerinizle,
göz yaşlarıma; dokunabilir misiniz?
bir garip orhan veli, anlatamayız; belki bir gün anlatırız ama anlamazlar.
bir şiirin mısrasıyla süslendirelim,
Öterken ağaçlarda kuşlar tahayyül içinde,
Bakışlarında sükûnun zehri, dinleyeceksin,
Türlü acılar şekillenecek yine içinde
"ah! Şairim bu akşam da geçmedi" diyeceksin. -
belediyenin acmış olduğu bir çukur yüzünden okuyacağımız nice güzel şiirlerinden mahrum kaldığımız şair. Bugün ölüm yıldönümü.
Ne güzel söyler;
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. -
iyi ki doğdun Orhan Veli.
"Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum." -
(bkz: omo) -
“Uzun bir ıstırabın sonunda ve bir saadet anında gelecek ölümün türküsü” isimli bir şiiri var.
Bir şiir ismi insana neler eder. -
kendinden büyük bilmem ne hanıma abayı yakmışlığı vardır. -
Şiiri Işığın Yansıması tarafından bestelenmiştir. Pırpırlı Şiir -
bugün Aramızdan ayrılışının 67. yıldönümü olan büyük türk şairi.
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Ellerimde koparmaya çalıştığım zincirlerden kalma yara izleri,
Yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
Gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
Yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
Hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
Hiçbiri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
Hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
Hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
Hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
Ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
Dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince.
Yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
Unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,
Sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
Yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın... -
Vazgeçemediğim, garip, destan gibi, karşı, kendisi şiirleri ve Mensur olarakta ; denize doğru, bindiğimiz dal, sanat ve edebiyatımız gibi eser bırakmış ve 1. Yenicilere sadık kalan tek şairimizdir.
-
ustayı bu kadar iyi anlattıktan sonra söylenecek tek söz
"beni bu güzel havalar mavetti" olabilir ancak -
"Bekliyorum!
Öyle bir havada gel ki, Vazgeçmek mümkün olmasın."
-
Şiirlerini en güzel Müşfik Kenter okur.
Müşfik kenter - söz -
Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.
(Meydan, 15.5.1948) -
14 kasımın bitmesini 2 dakika kala ölümünün 66. yılını hatırlatmak istediğim şair. yazılarında hiç kafiye, düzen vs. önem vermeyen şairi bu dizeleriyle uğurlamak istiyorum.
''bekliyorum,
öyle bir havada gel ki
vazgeçmek mümkün olmasın''