gündüze bir şey bırak
-
daha önce bıçaktan hiç su içmedim
hiç kısılmadı kerpetene bıyıklarım
gururlu bir gemiyim oldum bittim
sabah olur yelkenlerimi saklarım
özgürlük dediğim yerde demirledim
üstüme varma bulutları tutamam
böyle paldır küldür gideceklerdir
gelmezsen farketmez kimseyi aramam
asıl sevdiklerim en içimdekilerdir
onlarla yaşarım eğer yaşarsam
olur mu gecemi yeşile çalmak
yıldız çivilemek parmak uçlarıma
ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak
hiç doğmamayı isterdim ama
bir kere doğmuşum ölmek yasak -
Bir hüzün denemesidir hayat mevsim daim hazan
Boşlukta kucakladığım pişmanlık
Dibe çeker her anım
Sakin selamet bir liman dan çıkıp gelmişliğimiz var
Direnecek sebepler arıyorum tutunacak belki
Ve Gökyüzüne bakmaktan kendimi alamıyorum
üzerime deli yağmurlar yağsın diye
Nefes alıp vermekse bu yaşamak
Evet ben yaşıyorum -
MEÇHUL
meçhuldür yüreğim
bilmem kime sormalı yağmurları?
dolu dizgin yağan karları?
gölgemde yansıyan
bu küçük heyula da kim?
şiirlerin ne önemi var
sen yoksan eğer
lakin
sığınır yüreğim
doludizgin şiirlere
bir meltem rüzgarı esse
şu karşı kıyıdan usulca
ve yüzüme toprak çalsam
yine sensiz yine sessiz
bir çığlık atsam gök/yüzüne
çaresizliğim dinmez
kabus olur çöker üstüme
bir merdiven kurdum
şiirden şimdi;
uzatsan ellerini
sen yine her şeye rağmen
ısıtsan yüreğimi
bu meçhul rüyamda
ben sensiz sen sessiz....
demirchess -
Umutlarınızın tazelendiği bir gün olsun efendim. Zira umut bitince yaşanmıyor. -
7 tanesi bu akşam çözülmek üzere toplam 27 test bıraktım. -
"En güzel görünen kadın mutlu olandır" -
Bugünün işini yarına bırakma
nedametle evhamlandığınla kalırsın zira.
edit: (bkz: sınav yaklaştıkça yusufların sayısının hızla çoğalıyor olması) (bkz: yusuf yusuf olmak) -
Geçmişi silemezsen Gelecek inşa edemezsin... -
okul. -
"güzel bir gün ve ben yaşıyorum" (bkz: tutunamayanlar)(bkz: oğuz atay) -
sayende sayebân olduk istanbul şehri
sayende sebil olduk aç kaldık sefil olduk
yıldızlar dem çekti güvercinler gibi başucumuzda
ve yaktı perişan eyledi sine-i sâd-pâremizi
saplanıp hançer misâli bir hilâl
sokaklar serseri biz serseri
yüksekkaldırım da
bir cezayir şarkısını dile getirdi plâklar
cadde-i kebir: bütün ışıklarını yakmış bir gemidir
sinemalar neredeyse boşalacaklar
vay anam vay
sen ne dersin istanbul
sen garip bir şair olsan söyle ne halt edersin
kimin gücü yeterse kahretsin parasızlığı
sefalet akıyor gürül gürül sokaklardan
yol üstünde bir şehvet çarşısı tıklım tıklım
yol üstünde sevda pazarlığı aşk pazarlığı
kurtulamadık gitti bu denlü kepaze hayattan
hep böyle gecelerin koynunda yaşadık
geceler serseri biz serseri
karakoldaki aynada safran gibi kirli yüzümüz
gözlerimiz hasta gözleri ellerimiz hasta elleri
kırılmış kavala dönmüşüz
sen söyle serseriler kralı istanbul
sen söyle iki gözüm
hangi merhem çâredir şu bizim yaramıza
yel üfürdü su götürdü gençliğimizi
elimiz boşa geldi meydanlarda kaldık
meydanlar serseri biz serseri
sağımız sefalet solumuz ölüm
işte geldik gidiyoruz
kahrolasın
kahrolasın istanbul şehri attila ilhan kirli yüzlü melekler -
Gündüz kaldı mı tartışılır ama bugüne daha mutlu bir ben bırakıyorum. -
Bazen sorumluluklar ve terslikler el ele tutuşup sana doğru koşarlar ama yaşamanın verdiği yükle gerisin geri kaçamazsın da ortada büyük buluşma yaşanır ya, boşver yaşansın; umut ateşinden aldığın bir parça kor ile tekrar döversin kendini aziminle ve daha da parlak ışıldarsın. -
hadi bıraktım -
Bizim mahallede eski bir ev var. Boyle rum evi desen tam değil gibi ama baya baya eski bir ev. Kapısı, pencere demirleri bile "benim üzerimde emek var olm" diye bağırıyor. Görseniz tarihi eser dersiniz öyle bir ev işte çok uzatmayayım.
Ben çocukluğumdan beri az bir ürküntü ile bu eve bakar dururum önünden gelip geçerken. 2 gün önce de yine bir önünden geçme ritüeli gerçekleştiriyorum. Ulan diyorum giriş kapısının üstünde bile baya sembolik bir işçilik var. Aslında birgün üşenmeyip su binanın resimlerini çeksem İyi olacak. En kotu ihtimal hatıra olarak kalır anasını satayim.
Az önce önünden geçtim. Binayı yıkmışlar'*' -
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm.
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni.
Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları.
(bkz: İLHAN BERK) -
Mevlana'nın yedi öğüdü.
1. Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
2. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
3. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
4. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
5. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
6. Hoşgörülükte deniz gibi ol.
7. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. -
Ölüm herşeyi yarıda bırakıyor.. Neden lezzetleri kırıcı dendiğini şimdi anladım -
Havali bir soz birakiyorum buraya.
"Add life to days, not days to life." -
zenginlik; sabahları poğaça yiyebilmektir.
zenginlik; merdivenleri yardımsız çıkabilmektir.
pencereden bakıp, yoldan geçenleri görebilmektir.
her akşam kendi kapını kapatabilmektir.
saçının okşanmasıdır.
kolundaki saatin geleceği göstermesidir.
bir sonraki hafta için plan yapabilmektir.
güzel günleri bekleyebilmektir.
bazen bir tabak makarnadır.
bazen iki tane domates ve bir taze ekmektir.
kendine inanabilmektir.
zenginlik varlığından mutluluk duyabildiğin herşeydir...
fakirlikse...
bir kez tanıyıp,
sonra yokluğunu öğrenmektir.
(bkz: can yücel)