gençlik

  • günün getirdiğini yaşamanın tadını bildiğimiz senelere tekabül eder.
    fık fık fıklayan gamsız gülüşlerle güleriz. zaman daha geçip gitmemiştir. sonra zaman geçip gider.
  • Hiç bitmeyecekmiş gibi hunharca harcanan zamandır.
  • değerli zamanlar bütünü olarak adlandırır isek, yanlış bir hâl belirtmek durumuna düşmemiş oluruz herhal, hemhal.
    bir genç* olarak -kişi, kendinden bilir işi- ne kadar ahmak kullandığımı görünce de içim perişan olmaktadır. sahiden, bize verilmiş veyahut olagelmiş bu çağıltıyı sitemkâr bir şekilde kullanmak gençliğe yapılan bir ayıp da değil de nedir, meçhul.
    lakin biraz kendimden dışarı çıkıp da -kendimden yola çıkmak değildir.- etrafı objektifsel bir şekilde gözlemleme gayretine vakıf olduğum zamanlarda, bendim dışında gördüğüm o kimseler ki- gençliği çer-çöp olarak görüp, anlamsız hareketleri veyahut manasız davranışları tabii suret ile kullanıp gençlik zamanlarını kibrit çöpü kadar değersiz görüp, bir yanma ve sönme ile bir kenara atmaktadırlar, zor.
    manayı bulmak ne de zor.**

    *gençtim ve neden hata payı yok diyordum hayatımda. ismet özel, münacaat.
    **arayanlar bulamadılar lakin bulanlar arayanlar idi. -şirazlı şadi/ şadi şirazi.