canlılık

  • canlılığın nerede başlayıp nerede bittiği noktasında geçmişten günümüze hem filozoflar hem de bilimadamları kesin bir kanıya varmış değillerdir, halâ belirsizliğini koruyan bir sınırdır canlılık ile cansızlık sınırı.

    canlılığı oluşturan aminoasitlerin içeriğinde karbon, oksijen, azot ve hidrojen gibi bazı elementler bulunur. ancak bir aminoasitin varlığı tek başına canlılık konusunda bize kanıt sağlamaz. çünkü, aminoasitlerin de bir araya gelerek protein oluşturması gerekir. aynı şekilde protein varlığı da canlılık için yeterli olmayacaktır. proteinler de birleşerek başka kompleks yapılar oluşturup artık dna ve rna dediğimiz sistemleri oluşturacaklardır. dna denen sistemin ilk yapısı faj dır (bkz: faj).

    en küçük mikro-organizma olan bir bakterinin içine giren bir faj, içindeki dna repertuarına göre kendisini bakteri içinde aktif hale gelerek bakteriyi patlatıp çoğalmaya başlar. kendisinden kopyalar ortaya çıkarmaya başlar. fajların çoğalması ile birlikte artık ortadan kalkan bakteri yerine daha komplike bir sistem olan virüsler ortaya çıkacaktır. virüslerin en önemli özelliği savunma sistemlerinin bulunmasıdır. yani, kendisine düşman olabilecek, canlılığını tehlikeye düşürecek olan düşmanlara karşı kendi yapısını geliştirip, uygun şekilde değiştirme yeteneğine sahiptir.
    bu gelişimi bakteri izler, sonrasında ise mantarlar, oldukça sonrasında ise ancak tek hücreli canlılara ulaşılacaktır. yani hepimizin ilk aklına gelen tek hücreli canlılar olan amip ve terliksi hayvan gibileri. tek hüzreli canlıların iki özelliği var, hyatta kalma ve savunma. böyle tek hücreli sistemler sonrasında benzer birçok hücre ile bir araya gelerek/birleşerek çok hücreli sistemlere dönüşürler. yani birçok hücreli canlıları oluştururlar artık. bu çok hücreli canlılar da birleşerek büyük canlı organizmaları oluşturular.

    artık bu varlıklar bildiğimiz şekilleri ile bitki, hayvan ve insan olarak mütekamil olmaktadırlar. ancak bu sefer karşımıza bu üç yaradılışın ayrımı sorunu ortaya çıkar.

    bitki ve hayvanlar için:
    bitkilerin savunma ve saldırı içgüdüsü vardır. hayatta kalmaya çalışan ve kendilerini kopyalayabilme becerileri vardır. ancak serbest hareket kabiliyetleri bulunmamaktadır takdir edersiniz ki. hayvanların ise bitkilerden bir farkı da budur. serbest hareket kabiliyeti bulunması. ancak yine de bitki ile hayvanı ayırt edebilmek tam anlamıyla mümkün değildir. biliyoruz ki hareket eden bitkiler de bulunmaktadır (bkz: bitkilerde hareket) . aynı şekilde hayvan kategorisinde bulunup da hareket kabiliyeti olmayan canlılar da bulunmaktadır.