blog sözlük itiraf

#blog sözlük sırala başlıkta ara
/ 148
  • hipokondriyasizim. türkçe meali hastalık hastalığı. zamanın birinde sırf bu yüzden kendimi tüberküloz zannederek doktora gitmiştim. bir diğerinde ise aşılı olduğum hâlde tetanos olduğumu sanmıştım. yine doktora gitmiştim.

    bu açıdan dolayı eşim doktor olsa iyi olur. her korkuya kapıldığım an bana dersimi verir.
  • mutluluk bazen içilen bir bardak çayı yeniden sevmek, onunla paylaşmak demekmiş.
  • Her fırsatta diyorum, çocuk yetiştirmek dünyadaki en büyük sorumluluk gerektiren şey. Hatta dünyanın en tehlikeli nükleer santralinde çalışan bir kişinin sorumluluğundan bile büyük. Öyle "yemedim, içmedim, giymedim..." ile başlayan ebeveyn cümleleri ile olmuyor. Az ya da çok para vererek ya da harcayarak çocuk büyütülmüş olmuyor yani. Neyse.
  • Aylardir dinlemedigim, benim icin dinlemeyi biraktigim zamanlara ait sarkiyla karsilastim aniden.
    Uzgun, buruk, huzunlu, mutlu, sevincli, heyecanli ya da baska bir sey hissetmedim. Ama her seyi hatirladim. Uzuntumu, buruklugumu, huznumu, mutlulugumu, sevincimi, heyecanimi, uykusuz kaldigim gunleri, sabahladigim geceleri. Her seyi. Yasadim resmen. Bayagi bayagi yasadim.
    Anilar kotu degildir. Kotu anilar bile kotu degildir. Bize yasadigimizi gosterir, yasamayi ogretir.
  • ufacık isyan içerir.
    blog yazımın linkini niye kötülüyorsun arkadaşım? kendimce yazmışım işte türkçeyi de katletmemişim bildiğim kadarıyla. shoujo anime sevmenin, bunu yaymanın nesi kötü? bana bir yorum yap entry kötüleyeceğine faydan dokunsun en azından. "ben beğenmedim bunu ama neden beğenmediğimi söylemeyeceğim aynı hatayı yapmaya devam et" mi? bu mudur?
    sonradan eklenen not: özenle kötülediğin için teşekkür ederim, sen olmasan ben naparım :')
  • Bir süredir, pikabımda Bach Çalarken yalnızca plağın diğer yüzünü çevirmek için kalkmak üzere çılgınca Proust Okuduğum günleri bitimsiz bir özlemle özlüyordum. Dolayısıyla yaptığım hiçbir okuma anlamlı okuma olmuyor, elime hangi kitabı alsam umduğumu bulamayarak bırakıyordum.
    Bugün galiba yaptığım haksızlığın farkına vardım. Kendime. Proust’a. Okumaya çalıştığım, henüz okumadığım, okuyacak olduğum tüm yazarlara.
    Proustlu günlerimi, mantık sınırlarını zorlarcasına kutsamaktan vazgeçtim.
    Yeniden okuyabiliyorum!
    Muazzam bir kitaba başladım. Tat alma duyumu yitirmemişim. Bunun benim için ne anlama geldiğini ifade edebilmem imkansız.
    Bundan böyle En sevdiğim yazarı fetiş nesnesi yapmaktan sana sığınırım yarabbi. Amin.
  • zaman kavramını yitirmemden dolayı 20 şubatı ayın 21'i sanıyordum. doğum günüm diye mesaj atmasını beklediğim, en azından hatırlamasını istediğim bir kişi vardı hayatımda. üzülmüştüm yine hatırlamadı diye. ama geç kalmış sayılmaz. umut güzel şey valla. atmasa da olur ben umutlanmayı seviyorum yine de :)

    not:yine yazmadı arkadaşlar ama canı sağolsun :)
  • kafamın içinde kurduğum hayal dünyasından çıkamıyorum sözlük tıbben her türlü destek almama rağmen kurduğum dünyadan çık(a)mıyorum.kafamın içerisindeki noksansız özelliklere sahip maviakrep'e esir oldum.unutmadan şu saatten
    sonra dış dünyaya dönmeye kalkarsam ölürüm sözlük.
  • Dilci olmak da dilcilerle birarada olmak da cok zor.
    Sabir ver eeey yeri gogu yaratan guzel rabbim. Sabir ver de gencligimin baharinda delirip once sinifimi sonra okulumu en son da butun dilcileri taramayim.
  • gene bam!
  • sol fremede başlığı görünce yazmak istedim.

    genç özellikle beyaz tenli erkeklerin, birbiriyle yiyişmesi nedense hoşuma gidiyor. yani rahatsız olmuyorum çok ilginç. nasıl lezbiyenlerin yiyişmesini izlerken hoşumuza gidiyorsa, erkekleri de izlerken aynı öyle hoşuma gidiyor.



    (bkz: itiraf dediğin böyle olur)
  • Ben mi bazen çok naif oluyorum? Keşke şu kedinin haberindeki gibi olsa insanlar da... Keşke herkes kedi gibi minnoş olsa. Ben sanırım yaşlanınca cidden evinde 10 tane falan kedi besleyen yaşlılar gibi olurum bu gidişle. Yaşlanmayı da beklemem belki. '*'
  • evin içinde klip çekiyormuş gibi müzik eşliğinde oynuyorum, tavandaki köşelerde kamera varmış gibi oralara anlamlı bakışlar atıyorum, önümde beni çeken bir kamera varmış gibi gülümseyerek şarkıyı söylüyorum. ya inanılmaz eğlenceli hhasahdgsfjgsdjfg
  • Bugün benim doğum günüm. Hani öyle pastalara mumlara gerek yok. Değer verdiğim birkaç kişiden gelen tebrikler, hayatımı anlamlı kılan vox populi vox ile iş çıkışı kaçamak bir çay arası, otobüslerin dolu oluşuna inat benimle boş otobüs beklemesi tüm o mesainin, uykusuzluğun olumsuzluğuna inat. Sevmek sanki filmlerde daha mı farklı empoze ediliyor bize? Ne zaman göz göze bakmak yetmez oldu? Kısacası en güzel sevilmek küçük ayrıntılarda yatandır. Bence tabi bu önerme. Doğum günümde mesaj atanlara çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim hayat mutluluğu benim karşıma çıkardığın için.
  • Genelleme yapmak istemiyorum ama tanıdığım erkekler neden dedikodu yapıyor? Birde şöyle bir tabir kullanarak hayatlarına devam etmeyi seçiyorlar "karı gibi dedikodu yapmak" ve farkındayım yaptıkları dedikodunun. Ya masa başında sizin birbirinize attığınızdan bakıştan anlıyoruz biz yaptığınız dedikodunun konusunu hatta ne dediğinizi bile kelime kelime sayarız. Kendinizi çok akıllı sanmayın artık ya. Yoruldum, tükendim.
    dedikodu yapmayın artık bu kadar bariz.
    Bu hayat öyle geçmez çünkü.
  • Simdi oyle bir sey diyecegim ki derdini seveyim diyeceksiniz bznsnxnsndnfn
    Saclarim ustten toplanacak kadar uzadi. Arkasi hala kisa ama toplayinca sacim kutmus gibi duruyor. Toplamayinca ise ust taraf kivircik arka taraf duz duruyor. Of o kadar asimetrik bir simetrisi var ki sinirlerim bozuluyor. Cok sıkıldım sac uzatmaktan ama lulelerimi saga sola sallayarak dolasmayi da ozledim. Kut olacak kadar uzasin artik nolur :((((

    Okuyunca size hicbir sey katmayan satirlarin sonunda hatiri sayilir bir sey soyleyecegim. Ufak seyleri dert edip bunlardan sikayet eden kisiler daha buyuk dertlerinin ustlerini boyle seylerle kapatiyorlar. Bir nevi zirh gibi. bi' arkadasimdan biliyorum.
    Ama ufak seyleri dert edip butun hayatini uzulerek geciren insanlarin oyle oldugunu dusunmuyorum. Hatta oyle olmadiklarini biliyorum. Sikayet etmek onlarin dogasinda var. Ben olsam uzak dururum.
  • Tembellik yapmaya bayılıyorum. Dünyaya resmen tembellik yapmak için gelmişim.
    Keşke tüm gün kahve içip yatağımda boş boş otursam
  • tepkisel yaşamaktan epey bıktım
    kim bıkmaz ki yani
    bile bile
  • Mutsuzum. Aa evet olay şu diyebileceğim bir şey yok ama mutsuz hissediyorum. Sorunları çözmeye çalışmak yerine kaçmayı tercih ediyorum. Yalnız hissediyorum kendimi anlamsız bir şekilde. Sanırım mutlulukla alakalı hislerim parça parça eksiliyor ve ben buna engel olamıyorum.
  • İki haftalık gereksiz pozitifliğimi yakın arkadaşımın yakın arkadaşının benimle kendini kıyaslaması vesilesiyle kaybettim. Yeniden yaşamaktan keyif alabilmem için Ordulu Barbie'ye ihtiyacım var, beni bi' o anlar.
/ 148