bahri hazer

  • Bir nazım Hikmet şiiridir ayrıca can bonomo' nun da bu şiire cevaben bir şarkısı bulunmaktadır ve dinlemesi de en az şiir kadar keyif verir.

    Ufuklardan ufuklara
    ordu ordu köpüklü mor dalgalar koşuyordu;
    Hazer rüzgârların dilini konuşuyor balam,
    konuşup coşuyordu!
    Kim demiş "çört vazmi!"
    Hazer ölü bir göle benzer!
    Uçsuz bucaksız başı boş tuzlu bir sudur Hazer!
    Hazerde dost gezer, e.....y!..
    düşman gezer!

    Dalga bir dağdır
    kayık bir geyik!
    Dalga bir kuyu
    kayık bir kova!
    Çıkıyor kayık
    iniyor kayık,
    devrilen
    bir atın
    sırtından inip,
    şahlanan
    bir ata
    biniyor kayık!

    Ve Türkmen kayıkçı
    dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş.
    Başında kocaman kara bir papak;
    bu papak değil:
    tüylü bir koyunu karnından yarıp
    geçirmiş başına!
    Koyunun tüyleri düşmüş kaşına!

    Çıkıyor kayık
    iniyor kayık

    Ve kayıkçı
    "Türkmenistanlı bir Buda heykeli" gibi
    dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş,
    fakat, sanma ki Hazerin karşısında elpençe divan durmuş!
    O da bir Buda heykelinin
    taştan sükûnu gibi kendinden emin
    dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş.

    Bakmıyor
    kayığa
    sarılan
    sulara!
    Bakmıyor
    çatlayıp
    yarılan
    sulara!

    Çıkıyor kayık
    iniyor kayık,
    devrilen
    bir atın
    sırtından inip
    şahlanan
    bir ata
    biniyor kayık!

    - Yaman esiyor be karayel yaman!
    Sakın özünü Hazerin hilesinden aman!
    Aman oyun oynamasın sana rüzgâr!

    - Aldırma anam ne çıkar?
    Ne çıkar
    kudurtsun
    karayel
    suları,
    Hazerde doğanın
    Hazerdir mezarı!

    Çıkıyor kayık
    iniyor kayık
    çıkıyor ka...
    iniyor ka...
    Çık...
    in...
    çık..