ekran

  • Bazı insanların görmek istediklerini aradığı, bazı insanların ise gösterilmek istenenlere maruz kaldığı çerçevedir. Çoğunlukla bir manüplasyon aracıdır ve bize yakınlığı, gerçekliğe olan uzaklığı ile ters orantılıdır. Doğallığa uzaktır ve bizi, yine doğallık gibi uzak olduğumuz şeylere yakın hissettirir. Birkaç metrekarelik izole bir ortamda ve çok az çaba ile bambaşka dünyalara tanıklık ettirir. Belki de en büyük yanılgılardan biri, etkileşim imkanı ile birlikte sunulmasının çok daha iyi olacağı düşünecesiydi. Oldukça temel ve bir o kadar doğal bir davranış olan dokunma ile birleştiğinde, büyük bir kolaylığın hayata geçtiği düşünüldü. Evet, bu bir kolaylıktı ama ekrana sahip olanlara değil, ekranın sahibi olanlara. Çünkü bu sayede okuma yazma bilip bilmediğinden tutun da eğitim seviyesine kadar olan bir çok engel ortadan kalkmıştı ve çok daha fazla tüketebiliyorduk artık. Artık ekran ve onunla etkileşime geçme pratiğmiz birbirinden ayrılamaz durumda. Tüketiminin büyük kısmını ekran üzerinden gerçekleştiren bizler, ömrünün büyük bir kısmını daldan dala atlayarak geçiren bir maymun ya da dilini oldukça etkili kullanarak avlanan bir kurbağa ile etkileşim pratiği anlamında eşitlenmiş durumdayız.